Masonluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Masonluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ocak 2016 Salı

Hiram Usta Efsanesi

                           
                                                                  Hiram Usta



  Masonluk sembolizminin en temel kavramları “Süleyman Mabedi”, “Hiram Usta” efsanesi, “Jakin ve Boaz sütunları”dır.

  Hiram Usta hikâyesi bu konuyu inceleyenler için çok popüler bir konu haline geldiğinden, olayı detaylıca inceleyeceğim. “Hz. Süleyman, tunç işçiliği yapmakta olan Hiram’ı Sur’dan getirtti. Hiram sağduyulu, zeki ve bilgili bir insandı. Hz. Süleyman’ın yanına geldi ve onun bütün işlerini yaptı.”(Krallar Kitabı1,13-14)

  XV. yüzyıldan kalma Cooke ve XVII. Yüzyıldan kalma Old Charges’ın Tew el yazmaları gibi eski metinler, tapınağın yapılışından ve Sur’lu Kral Hiram’dan söz etmektedir: Kendisi geometride çok ustadır ve yapı işinin büyük yetkilerle yönetilmesi ona verilmiştir.
Hz. Süleyman’ın yapı işlerini yönetmek görevini kendisine vermiş olduğu Adoniram, Adoram ya da Hiram o kadar büyük sayıda işçiye para ödemekteydi ki, bunların hepsini tanıyamıyordu. Bunun üzerine, ayırd edebilmek için, bunların herbiriyle başka başka parolalar, işaretler, el değdirmeler saptamıştı…

  Üç kalfa, hakları olmadığı halde usta günlüğü almak istiyordu. Parola(tanrı anlamına gelen) Yehova idi ama onlar bilmiyorlarlardı. Adoniram’ı yalnızken görünce ondan bu parolayı istemeye, alamazlarsa öldürmeye karar verdiler. Bu amaçla biri Güney’de, biri Kuzey’de, sonuncusu da Doğu’da (Maşrıkta) olmak üzere, tapınağın içine saklandılar. Adoniram her zamanki gibi Batı kapısından içeriye girmişti. Güney kapısından çıkmak isteyince üç kalfadan biri ona usta parolasının ne olduğunu sordu. Beri yandan da elinde tuttuğu ya da çekici ona doğru kaldırmıştı. Hiram: “Ben usta parolasını böyle öğrenmemiştim” dedi. Bunun üzerine kalfa elindeki çekici onun kafasına vurdu. Fakat güçlü vuramamıştı. Hiram kuzeye kaçtı, oradaki ikinci kalfa da aynı şeyi yaptı. Fakat ikinci vuruşla da ölmemiş olduğundan en son Doğu kapısına kaçtı ve son kalfa da ona aynı soruyu sorduktan sonra onu öldürdü. Ondan sonra üç kalfa da onu gömmek için bir araya geldiler. Fakat henüz karanlık bastırmamış olduğundan cesedi götürmeye cesaret edemediler. Onu bir taş yığının altına gizlediler. Gece olunca cesedi alıp dağa götürdüler ve oraya gömdüler. Yeri sonra yine bulabilmek için bir akasya dalı keserek mezarın üstüne koydular.

  Hz. Süleyman dokuz gün boyunca Hiram’ı görmeyince, dokuz ustaya: “Gidin onu arayın” dedi. Bu ustalar emirleri harfiyen yerine gtirdiler. Uzun süre aradıktan sonra dinlenmek için, mezarın bulunduğu yerin yanına gittiler. İçlerinden biri rahat oturabilmek için akasya dalını tutmak istedi ama dal elinde kaldı. Nedenini öğrenmek için yeri kazınca Hiram’ın cesedi ile karşılaştılar.
Bunlardan birisi cesedi parmağından tuttu ama derisi soyuldu, elinde kaldı. İkincisi de başka bir parmağından tuttu o da soyuldu. Sonuncu ise bileğinden tuttut ama o da soyuldu. Bunun üzerine “Maşnak” diye bağırdı ki bu masonlara “Et kemikten ayrılıyor, beden çürümüş” demektir. Bunun üzerine “Maşnak” yeni parola oldu. Hemen olup bitenlerin hepsi Hz. Süleyman’a anlatıldı. Hiram’a olan saygısı yüzünden Süleyman “Gidin onu gömülü olduğu yerden tapınağa getirin” dedi.
Sonra onu büyük bir törenle oraya gömdüler. Tören sırasında bütün ustalar, içlerinden hiçbirinin eli şeflerinin kanına bulaşmadığını göstermek için beyaz deriden önlükler takıp beyaz deriden eldiven giymişlerdi.” Bu yüzden masonlar törenlerinde aşağıdaki beyaz eldivenleri giymektedirler. Yan tarafında ise diğer ayin kıyafetleri de bulunmaktadır.

 9

Hiram Usta taş ustası mıydı bu arada? Neyi örüyor bu adam yahu derseniz, klasik bilgisiz masonlar ya da bilgili ama ketum olanlarından şu cevabı alabilirsiniz, Hz. Süleyman’ın tapınağını derler..

 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın.. Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

25 Şubat 2014 Salı

Gizlenen 34. masonluk derecesi!



  Masonluk dereceleri 33 dereceden oluştuğu söylensede aslında gizlenmiş olan bir derece daha vardır. Bu derecedeki Yahudi'ye "34. Derece"deki Kara Büyü Krallığının üstadı olarak; "Savereign of Sovereigns" yani yücelerin Yücesi" adı verilir. 

Ve 34. derecedeki Yahudi üstadı, Kabbalistik bir sembol olan "Beş Köşeli" gizli adıyla "Şeytan yıldızı" açık adıyla "David Magen" ile temsil edilir. 

Değerli okuyucularımız; Tuz-tütsü ve kükürt karışımı şeytan ve habis cinleri acilen çekmektedir. O yüzden birçok kiliseye sokuşturulmuş bu ritüel araçlarına karsı dikkat etmenizi rica ederim. 

Şeytan Çağırmada Kullanılan Büyü Tılsımları 

 Mason localarında Şeytan'la bağlantı kurmak amacıyla yapılan büyü ayinlerinin en önemli kısmı tılsımların kullanıldığı bölümdür. Bunun nedeni, büyüde kullanılan tılsımların Şeytan'la bağlantı kurmayı kolaylaştırdığı inancıdır. Bunları bir kısmı, tuz, kükürt ve tütsü gibi değişik kimyasal karışımlardan oluşur ve hahamlar tarafından tören öncesinde hazırlanır. Kabbala'ya göre şeytanlarla fiziksel bağlantı kurmaya yaradığına inanılan asalar, ateş saçan kılıf, kafatası, mum, tokmak en sık kullanılanlardandır. 

 Bütün Yahudi ibadetleri ve sembolleri, Yahudi ırkının üstünlüğü ve Yahudi geleneklerinin korunması mantığına dayalıdır. Temel olarak bütün ibadetlerde yüceltilen Yüce Allah değil; aslında Şeytan'dır. Masonluk dini gerçekte ilah olarak Şeytan'ı ilah olarak kabul eder. Şeytan masonlukta kainatın ulu mimari rumuzuyla yaşatılmaktadır. Yahudilik, aslı değiştirilmiş ve kitabı, Şeytan'la sürekli bağlantı halinde bulunan hahamlar tarafından yazılmış bir ideolojidir. 

Kabbalistik masonlukta Tanrı yani Şeytan, güneş ile özdeşleştirilmiştir Kainatın Ulu Mimari Nur-u Ziya Mutlak Işık 

 Bunlar dumansız ateşten yaratılan Şeytan'ı temsil eder Ayinin düzenlendiği odanın tam ortasında, Kabbala'da "Altar" adı verilen kurban masası bulunur. Altar'da Şeytan'a sunulan kurbanın göğsüne kanla beş köşeli yıldız çizilir ve etrafına ateş yakılır Altar'ın etrafında yakılan ateşin Şeytan'ın zuhur etmesini kolaylaştırdığına inanılır. 

Trans Halleri 

 Yahudi kaynaklarında üç Kabbalist'in trans halleri detaylı bir şekilde anlatılmıştır. "Şeytan'la bağlantı kurulduğunda yaşlı hahamın ağzından köpükler gelir, dişleri kilitlenir, hırıltılar arasında boğuk bir ses tonuyla konuşur. Trans halinde Şeytan, hahamın ruhuna etki ederek farklı bir ses tonundan emirlerini açıklar. Diğer iki kabbalist masonlukta kutsal olan İbrani Harfleriyle, ağzından çıkan her kelimeyi yazarlar." 

Diğer ayine katılanlar özellikle hayvan başlıklı maskeler giyerler. Törenin ilerleyen bölümlerinde, Şeytan seçtiği hayvan maskeli kişilerin vücuduna girer ve onun ağzından konuşarak emirlerini açıklar. 

34. Derecenin Sırrı 

 Uzaktan da olsa, Siyonizm, Yahudilik, Kabbala vs. konularında bir şeyler okumuş, duymuş her insanın 33 dereceli masonik yapılanmadan haberi olagelmiştir. Ancak 34. derece hakkında hiçbir yerde doğru dürüst yazılmış, derlenmiş bir bilgiye rastlayamazsınız. Hatta kamuoyu bu 34. dereceyi hiç duymamıştır. Oysa çok önemli bir derecedir ve Sanhedrin'e (70'lere) seçilebilecek kıvama gelmiş üstatların derecesidir. 

Bu dereceye ulaşma ritüeli sırasında hazırlanan ortamda, mum ışığı (kısık derecede), tuz, kükürt, özel hazırlanmış tütsü (şeytanı çeken en sevdiği koku...) kafa kılıç ve ip olur. 

Locada yapılan duadan sonra Lucifer (Şeytan) gelir. Haham "lanetli varlıkla" olan bağlantısını uzatabilmek için büyü argümanlarrını takviye eder. Bu sırada şiddetli bir trans halinde haham sol eliyle "3"ü sağ eliyle "4"ü gösterir. Bu o anda oluşan "34. Derece"yi gösterir. 

Şeytanın üstat masona inişi

 Masonik kaynaklar localarda yapılan büyü ayinlerini detaylı bir biçimde tarif ederler. Türk Mason Dergisi'nde bir "kara büyü ayini" şöyle anlatılmıştır: "Büyücü, evvela bedenini temizler, beyazlar giyer; özel bir tuvalet yapar. Ölülerin gölgelerini rahatsız etmemek için en temiz elbiseleriyle dans eder. Büyücünün tedbiri de sır saklamaktır (ketumiyettir) yani cinleri ve ruhları çağıracağı yeri ve bunun zamanını asla açığa vurmaz. Büyücü için daire ve sayılar da önemlidir. Süleyman mührü denilen beş köşeli yıldız bin bir özelliği bulunan daire ise kuvvetin ve direnmenin sembolü sayılır. Üçgen, Kare, Beşli ve altılı köşeli yıldızlar hep bu dairenin içine çizilir. Büyücü bu şeklin içine çağırdığı "negatif enerjiyle" birtakım sembolik işaretler çizer ve çevresine günün mevsimin saatin ifrit grubundan belli başlı cinlerin adını yazar. İfritleri ya da eskilerin habisi ervaha dedikleri kirli ruhları çağırırken büyücü eline bir kılıç alır yalvarır bagısal dairenin dört tarafına dört meşale yakar kendi ritüellerinde o an uzun abdest ve oruçlarla tütsülerle uğraştıktan sonra ilahilar söyleyerek bu dairenin içine girer doğrudan batıya giderek baş dönmesine tutulan büyücü kendinden geçinceye kadar dönmeye devam eder evrimeye tutulur. Bundan sonra ruh sorulara karşılık vermek üzere gelir.[2] 

Bu trans seansından sonra büyücü saatlerce kendine gelemez. Şuur kaybı ve şiddetli baş ağrısı meydana gelir. Buna trans-pain (trans ağrısı) adı verilir. 

 Ayrıca Kabbala'da, "güneş, ay ve yıldızın" erkek veya kadın cinsel organının üzerinde resmedilmesi, cinselliğin kendileri için ne denli önemli olduğunu sembolize eder. Ay aynı zamanda Şeytan'ın gözünü de (Evli Eye) ifade eden gizli bir işarettir. (A Dictionary Of Symbols, sf.319) Bu amaçla törenlerde kullanılan mason önlüklerinde ve localarda yer alan masonik tablolarda önemli bir yer tutmaktadır. 

Kabbala Ve Cinsi Sapıklık 

 Masonik felsefenin temelini oluşturan Kabbala'nın en önemli öğretilerinden biri de cinselliktir. Kabalist büyücü ve Mason üstadı azamı Donald Michael Kraig bu konuda oldukça açık bir şekilde ortaya koyan cümleler kullanmıştır. "Seks ve buna bağlı olarak seks büyüsü Kabbala'nın temel öğesidir." (Modorn Magick, sf.425). 

Kabbalist haham A. E. Waite ise serbest cinselliği Kabala'nın temel unsurlarından biri olarak açıklar ve Kabbala'yı var olan en büyük büyü ilmi olarak nitelendirir. 

 "Kabbala'daki en yüce ilim (Supreme Visdom) ‘Seksin Gizemi'nde saklıdır. Hayat Ağacı'nın (Sefirot) iki tarafının erkek ve dişiliği temsil etmesi hatta Tetragram'ın (Yud-heh-Vav-Heh) harflerinden oluşan Tanrının ismi Yehova erkek ve dışı harflerden oluştuğu anlaşıldığında, kişi Kabbala'nın tabiatında var olan cinselliği görebilir." (Holy Kabbalah sf.78). 

Bir büyücü için hiçbir ahlak kaidesinin geçerli olmamasıyla ilgili olarak Kabbalist Üstad-ı Azam Donald Mıchael Kraig "Modern Magic" (Modern Büyü) adlı kitabında şu satırlara yer vermiştir 

 Bir büyücü için ahlak yoktur. Bir büyücü olarak inanıyorum ki insan dilediği tür cinsel ilişkiye girmekte özgürdür. Düzgün, homoseksüel, bekar, grup halinde, ayinsel veya sado-mazoşist..." (Modern Magic,sf.421). 

 Localardaki bu ve benzeri ritüeller Kabbala'nın mitolojik efsanelerine dayanır. Bunlardan birinde Güneş Tanrı Osiris öldürülerek 14 parçaya ayrılır. Kız kardeşi İsis bunlardan 13'ünü bularak birleştirir ve kayıp 14. parça olan cinsel organ yerine çamurdan yenisini yapar. Bu durum (suni cinsel organ -obelisk) tarih boyunca sütun ve Dikili Taşlarla remzedilmiştir. Masonik kaynaklarda Güneş tanrı Osiris ile Hiram Usta'nın aynı kişi olduğu söylenir ve bu efsaneyi yaşatmak için çağlar boyunca Dikili Taşlar ve sütunlar Mason localarında temsili olarak yer alır. Masonlukta önemli bir yer tutan "Jakin" ve "Boaz" sütunları gerçekte erkek cinsel organını temsil eder.[3] 

Temelde Şeytan'ın öğretisi olan bütün çarpıklıkları sistem olarak kabul etmiş olan Masonluk, serbest cinselliği de diğer felsefelerle aynı doğrultuda telkin etmeye çalışmıştır. 

"Köpek için kemiğin, domuz için dışkının çekici bir tadı olmasaydı, onlar bu maddelerden karınlarını doyurmak isterler miydi? Rezilliklerin her çeşidinden ayrı bir tad alan güçlü kişileri ayıplamayınız."[4] 

Ve bu konuyla ilgili Meşrik-i Azam Cemil Sena Mason Dergisi'ndeki "Özgür Düşünceler" başlıklı yazısında şu ifadelere yer vermektedir, "Özgürlüğün engelleri şu birkaç sözde saklıdır: GÜNAH, AYIP, YAZIK, HARAM."[5] 


 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın..

Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

3 Aralık 2013 Salı

Masonluk





Yüzyıllardır şeytana taptıklarını inkar eden Masonlar, sonunda bunu kendi sitelerinde itiraf ettiler.

  Kökü dışarda olan ve Materyalizme dayalı dünya sisteminin mimarı olan, Masonların kirli yüzü bu sefer kendi itiraflarıyla ortaya çıktı.

  Özgür Masonlar Büyük Locası www.mason-mahfili.org.tr adlı resmi internet sitelerinde masonluğun tanımı, “Bir kötülük ya da şeytanlık yapma işi ve bu işi sık sık yapan kişilerin topluluğu veya dinsizlik” şeklinde yapıldı. Böylece Masonlar yıllarca gizledikleri kirli yüzlerini kendi elleriyle deşifre ettiler.

Siyonizmin Emrindeki Yapı


  Masonluk, Yahudi olmayan insanları gizli bir ‘dernek’ çatısı altında toplayıp eğiterek, onları herhangi bir sahada Siyonizm ve Yahudilik ideallerine hizmet eder hale getirmek için kurulmuş sapkın bir yapılanmadır. Masonluğun bir diğer önemli yönü, radikal Yahudi ulusçuluğu olarak tanımlayabileceğimiz Siyonizm ile olan bağlantısıdır.

  Kökleri Yahudiliğe dayanan Masonluk, şeytana tapınma ayinleriyle de sık sık gündeme gelse bunu her zaman reddetmişlerdi. İnsanları Yahudiliğe hizmet için köle haline getiren bu gizli oluşumun tek bir amacı vardır insanları ifsada sürüklemek. Yeryüzünde Allah’ın dinine açılan bütün savaşların arkasında bu yapı vardır.

Masonluk Meslek Olarak Gösterilmişti


  MİLLÎ Gazete daha önce de Masonluğun Açık Öğretim Sınavı’nda masum bir meslek olarak sunulduğunu ortaya çıkarmıştı. 2 Haziran Pazar günü saat 14’te yapılan Medya ve Etik dersi sınav kitapçığının 17. sorusu ‘Bilinen en eski meslek ilkesi hangisidir?’ şeklindeki sorunun ‘D’ şıkkında ‘Masonluğa kabul töreni ve yemini’ ifadesine yer verilmişti.

  Kökü dışarda olan ve kendilerini ‘Dünya Barışına’ adadıklarını iddia eden, işlevselliğine bakıldığında ise buna pek rastlamanın mümkün olmadığı Masonlarla ilgili Milli Gazete birçok kirli emellerini deşifre etmişti. Her defasında kendilerini adeta ‘melek’ gibi tanımlayan bu karanlık yapılanma bu sefer yakayı fena ele verdi. Kendi resmi internet sitelerinde ‘dinsizlik ve şeytanlık yapma işi’ şeklinde masonluğu tanımladıkları ortaya çıktı.

Şeytanlık Yapma


  Tek amaçları İslam’ı yok etmek olan bu karanlık yapılanmanın kendi sitelerinde masonluk tanımlamaları kısmında yaptığı açıklama aynen şöyle, “3.mecazi anlamda olmak üzere; bir kötülük ya da şeytanlık yapma işi ve bu işi sık sık yapan kişilerin topluluğu veya dinsizlik”. Bu yapılan tanım aslında kendi gerçek yüzlerini kendi elleriyle deşifre ettiklerini gözler önüne seriyor.

Türkiye’de 20 Bin Civarında Mason Var


  Türkiye’de düzenli veya düzensiz, tüm Masonik aktiviteler resmi hüviyetle ve yasalara uygunmuş süsü altında faaliyet gösteriyor.

  Günümüzde, yaklaşık 14.500 üyesi ile Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, veya Türkiye Büyük Locası, Türkiye’nin ilk, en büyük ve tek düzenli Büyük Locasıdır. 6.800 üyeye sahip Özgür Masonlar Büyük Locası ve bu oluşum tarafından kurulan 700 üyeli Kadın Mason Büyük Locası da Mason ismi ile çalışan diğer derneklerdir

Masonların Amacı


  Masonluk, Yahudi olmayan insanları gizli bir ‘dernek’ çatısı altında toplayıp eğiterek, onları herhangi bir sahada Siyonizm ve Yahudilik ideallerine hizmet eder hale getirmek için kurulmuş sapkın bir yapılanmadır.

  Masonluğun bir diğer önemli yönü, radikal Yahudi ulusçuluğu olarak tanımlayabileceğimiz Siyonizm ile olan bağlantısıdır. Kökleri Yahudiliğe dayanan Masonluk, şeytana tapınma ayinleriyle de sık sık gündeme gelmiştir. İnsanları Yahudiliğe hizmet için köle haline getiren bu gizli oluşumun tek bir amacı vardır insanları ifsada sürüklemek. Yeryüzünde Allah’ın dinine açılan bütün savaşların arkasında bu yapı vardır.

Masonlar ve Geometri


  Masonlar için geometri çok önemlidir. Hayatları belli bir düzen içindedir ve bunlar sembollerine de yansımıştır. Gördüğünüz sembolü kısaca yorumlarsak bir pergel bir gönye ve bir ‘’G’’ harfi bunların anlamları ne bir bakalım. Masonlarda geometri ile ilgili çalışmalar yapmak üstünlük göstergesidir.

  Geometri, etimolojik bakımdan, Yunanca “geos” (yer, dünya) sözcüğü ile “metron” (ölçmek) sözcüğünün birleştirilmesinden oluşmuştur. Masonlukta birçok geometrik öğeye, yüzey ve uzay geometrik şekillere simgesel anlamlar verilmiştir.

  En önemli simgelerden biri olan G harfi, kimilerine göre “geometri” sözcüğünü temsil eder. Bu düşüncemiz de gönye ve pergelin olması büyük etkendir. Pergel ve gönye biliyorsunuz geometride kullanılan araç-gereçlerdir.

  Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası’nın internet sitesinde gönye ve pergel sembolü hakkında şunlar yazar:

  “Genellikle Mason olmayanların da Masonluğun simgesi olarak bildikleri gönye ve pergel çok eski kaynaklara kadar gider. Bu birbiri üzerine yerleştirilen avadanlıklar sadece duvarcıların işaretleri değil, aynı zamanda en eski misterlerde bile bulunan ve çok yaygın sembollerdi.

  Örneğin Dürer’in Melankoli adlı tablosunda da bu sembolleri görmekteyiz. Bugüne kadar açıklaması yapılmayan bu tablodaki gönye ve pergel sembolünün çok eski zamanlardan gelen bir geleneğin devamı olduğu kuşkusuz.” (Semboller, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası, 2001)

  Açıklamda bahsedilen bu geleneğin kökeni binlerce sene öncesine dayanan Hiram Efsanesi’dir. Masonlar Hiram Usta’nın kullandığı bazı inşaat aletlerini ve malzemelerini sembol olarak benimsemişlerdir.

Sembollerin önemi, bir başka kaynakta Masonlar tarafından şöyle dile getirilir:


  “Günümüzde milyonlarca insanı aynı çatı altında, ayni ülkü uğruna toplayan Masonluk sembolsüz olamaz. Eğer Masonlukta semboller ortadan kalkarsa, üç asırdır ayakta duran bu yüce kuruluşun çökmesi işten bile değildir.” (Semboller, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası, 2001)

  Bu sembollere, ilk bakışta Masonlukla alakasız görünen pek çok yerde rastlamak mümkündür. Bazı ülkelerin bayraklarında, çeşitli şirket ve kuruluşların amblemlerinde, kimi derneklerin armalarında, bazı resim, kitap ve yayınların logolarında.

  Buralarda yer alan belirli semboller, oradaki Mason hakimiyetini diğer Masonlara haber verirler. Masonik sembollerin hangi kaynaktan geldiğine baktığımızda; sembollerin hemen hepsi Yahudi felsefesinin temeli olan Kabbala‘dan, Yahudi kaynakları ve efsanelerinden ve değiştirilmiş Tevrat’tan alınmıştır.

  Bu sembolleri İlluminati üyesi şarkıcıların kliplerinde de görürsünüz. Masonik damalı zeminler, kareler, üçgenler bunları her zaman her yerde vurguluyorlar. Masonluğun Derecesi ve Anlamlarını buradan bulabilirsiniz..

 

 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın..

Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

24 Kasım 2013 Pazar

10 İlluminati Sembolü



İnanın ya da inanmayın son ayların en popüler konularından biri illuminati. Bu gizli örgüte inananların kullanıldığını iddia ettiği 10 sembolü listeliyoruz.
10. Heavy Metal İşareti

Heavy Metal işareti olarak bilinse de bu işaretin illuminaticiler tarafından Şeytan’ın boynuzları”nı temsil etmek için kullanıldığı biliniyor...
9. Güneş
Güneş eski çağlardan beri insanları en çok etkileyen şeylerden biri geliyor. İlk insanların Güneş’i Tanrı olarak gördükleri de biliniyor. İlluminati’nin kelime anlamı aydınlanma olduğu için ve en büyük aydınlık kaynağı güneş olduğu için sembollerde önemli bir yere sahip.

8. Pentagram
Sonradan adını Mezarkabul olarak değiştirse de bizim Pentagram olarak kabul ettiğimiz sıkı bir Türk grubu olmasının yanında aynı zamanda satanizm sembolü olan Pentagram illuminati sembolü olarak da değerlendiriliyor. 90′larda hemen hemen tüm Black Metal albüm kapaklarını süsleyen bu işaret, baphomet’i simgeleyen bu yıldız illuminaticiler ona taptıkları için onlara kutsal geldiği söyleniyor.

7. Sütunlar
Başka aleme geçişi sembolize “kapılar”ı bu iki sütun sembolize ediyor. Bu 2 sütündan geçtiğinizde artık illuminati’nin içindesiniz.

6. Çift Başlı Kartal
Bu semboller antik çağlardan beri gücü temsil ediyor. Herkesi yönetebilecek tek bir süper gücü. İlluminati bundan daha iyi bir sembol bulamazldı.

5. Pergel ve Gönye
Esasında bu çok bilinen bir mason işaretidir. G harfi God yani Tanrı, pergel ve gönye evrenin ulu mimarisini tasvir ediyor. Masonlar ilk kurulduklarında inşaatçı olduklarından bu şekilde bir sembolizmi kullanmışlar. Bir çok mason işareti gibi bu da illuminati ile ilişkilendirilmiştir.
4. 6 Köşeli Yıldız
Hz. Davud’un kalkanındaki, Hz. Süleyman’ın yüzüğündeki yıldızdır. Aslında bildiğimiz İsrail bayrağında da bulunan Yahudi yıldızı. Hz. Süleyman cinlere hükmedebilen bir peygamberdir bu sebepten dolayı illuminaticiler cinlere hükmetme güçlerini temsilen bu yıldızı kullanmaktadırlar.
3. Kuru Kafa ve Kemikler
Çoğu insana göre korsan işareti olarak gözüken bu işaret bize göre illuminatiyi sembolize eden simgelelerden birtanesi.
2. Damalı Zemin
İki sütunun devamı damalı zeminse oraya dikkat etmek lazım. Bu da başka alemlerle görüşmenin sembolü olarak gözüküyor. Rivayete göre Hz. Süleyman’ın yaptırdığı tapınağın zemini bu şekildeymiş ve bu sayede cinlerle iletişim kurabiliyormuş.
1. Tek Göz ve Piramit
Doların üstünde de bulunan en klasik mason sembolü. Bunun hakkında fazla söz söylemeye gerek yok. 



 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın..

Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

19 Kasım 2013 Salı

Tapınak Şövalyeleri - Masonlar

                                    



  1125 yılında Kudüs'ün yeni hıristiyan kralı, Hazret-i Süleyman'ın mabedinin bulunduğu yer olarak bilinen Mescid-i Aksa'yı bu örgüte tahsis etti. Bu olaydan sonra örgüt, Tapınak Şövalyeleri adını aldı ve hem dini hem de askeri bir tarikat olarak resmen tanınması için Papalık makamına başvurdu. Bu istek Papalık tarafından 1129 yılında kabul edildi.

Tapınak Şövalyeleri'ni oluşturanlar zamanın aydın asilzadeleriydi. Bu nedenle sadece Kudüs ve civarında değil, güney Fransa ve Paris'te de kısa sürede örgütlendiler. Bunun için gerekli parayı da Avrupa ile Ortadoğu arasındaki ticarete aracı olarak elde ettiler.

Çek ve kredi mektubunu ilk uygulamaya koyanların Tapınak Şövalyeleri olduğu söyleniyor. Bu uygulama sayesinde Ortadoğu'ya mal almaya giden Avrupalı tüccarlar yanlarında para taşımadıkları için korsanlara ya da eşkıyalara karşı kendilerini güvende hissediyorlardı.

Tapınak Şövalyeleri ayrıca bankerlik ve ticarete de el attılar. Öyle ki Fransa kralının resmi bankacısı odular hatta krala borç verme konumuna geldiler. Bu örgütün Ortadoğu'da başarılı olmasının bir nedeni de verdikleri sözde durmaları ve dürüst olmalarıydı.

Bu özellikleri sayesinde Arap tüccarlar arasında itimat sağladılar.
Tapınak Şövalyeleri, Hasan Sabbah'ın Haşhaşiler örgütü ile de temas kurdular. Bu temas sayesinde de bir örgüt olarak nasıl gizli kalacakları ve örgüt üyelerinin birbirlerini tanımak için işaretleşme kodu kullanmaları hakkında fikir sahibi oldular.

Ve kendilerine uyguladılar. Örneğin, el sıkışırken işaret parmağının karşısındakinin bileğine teması Tapınak Şövalyeleri'nden olduğunun parolasıydı.

Kudüs müslümanlar tarafından geri alınınca Tapınak Şövalyeleri merkezlerini Paris'e taşıdılar. Seine nehri kıyılarında, Louvre Sarayı'nın yakınında yüksek bir kale inşa ettiler. Bugün bu kale yok ama burası hala Tapınak Mahallesi diye anılıyor.


Tapınak Şövalyeleri'nin geçici sonları

Bu kale ya da mabed, ticaret ve bankerlik faaliyetleri sayesinde gitgide

zenginleşen örgütün hazinelerinin korunduğu esrarengiz bir yer halini aldı. Çünkü halk, örgütün Hazret-i Süleyman'ın hazinelerinden daha zengin olduğuna inanıyordu. Bu söylenti sadece halkın değil, İngiltere ile savaştan yeni çıkan ve bu örgütten aldığı borcun faizini ödeyemeyen Fransa'nın üst düzey yetkililerinin hırslarını kamçılıyordu.

Bu durum, hazine ve adalet bakanlarını, Fransa'nın çaresiz kralı Filip'i, Mabed'in efsanevi hazinesine elkonulması için ikna etmeye yönlendirdi.

Ancak Filip'e, Papalık makamının onayladığı ve hıristiyanlığa büyük
hizmetleri olan bu dini-askeri tarikatın mal varlığına el koymak hiç de kolay gibi görünmüyordu. Üstelik 1306 yılında yaptığı devalüasyonda ayaklanan halkın öfkesinden kurtulmak için uzun süre Mabed'e sığındığını da unutamıyordu.

Fakat bakanlar, stratejiyi belirlemişti; önce bu tarikat hakkında bir iftira uydurulacak ve Papa, tarikatı kapatmaya mecbur bırakılacaktı. Daha sonra da Papa ile anlaşma yapılabilirdi. Papa'nın bu komploya karşı isteği ise, Fransa'nın, şövalyelere atılacak iftiranın Vatikan tarafından resmileşmesi için destek vermesi olabilirdi.

Kral, bakanlarının ısrarına dayanamadı ve13 Ekim 1307'de bütün şövalyeler tutuklandı. Suçları; dinden çıkmak, İsa'ya hakaret etmek, rezil ayinler düzenlemek, homoseksüel olmak ve Baphomet adını verdikleri bir puta tapmaktı.

Bu ağır suçlamalar karşısında Papa'ya da tarikatı kapatmaktan başka seçenek kalmıyordu.

Maalesef Fransa kıralı Filip bu operasyondan umduğunu bulamadı; Fransa'yı kalkındıracağını ümit ettiği hazineye erişemedi. Çünkü, yine halk arasında oluşan efsaneye göre, mabedin üstad-ı azamı, saraydaki ajanı sayesinde bu operasyonu haber almış ve tarikatın dillere destan hazinesini gizlice başka bir yere götürmüştü.

Bugün bile bulunsa Fransa'yı dünyanın en zengin devleti haline getireceğine inanılan bu tarikatın hazinesinin araştırılması için her yıl örtülü ödenekten bir miktar paranın ayrıldığı, bir zamanlar Fransa'da dedikodu konusu edilmiş.

Papa V. Clement operasyondan bir ay kadar sonra (22 Kasım 1307) hıristiyan aleminin bütün prenslerine, yönetimleri altındaki topraklarda bulunan tüm Tapınak Şövalyeleri'nin tutuklanmasını emreden bir tebliğ yayınladı.

Tutuklanan şövalyelerin büyük bir kısmı yapılan her türlü işkenceye rağmen suçlamaları kabul etmeyerek öldüler. Bir kısmı da işkenceye
dayanamadıklarından ve sonlarını çabuklaştırmak için suçlamaları kabul ederek idam edildiler.

Papa V. Clement, 2 Mayıs 1312'de Tapınak Şövalyeleri Tarikatı'nın kapatılmış olduğunu resmen ilan etti. Ancak kapatılma kararında suçlamaların hiçbiri yer almıyor sadece "kilisenin hayrına olduğu" belirtiliyordu. Tebliğde dikkat çeken bir başka karar da, şövalyelerin bütün mallarının, Kudüs'ten beri bu tarikatın rakibi olan Hospitalier (Misafirperver Şövalyeler) Tarikatı'na devredilmesiydi. Bu da Filip için ikinci bir darbe oldu.

Tapınak Şövalyeleri'nin üstad-ı azamı ile üç yardımcısı ise yedi yıl sonra, 18 Mart 1314'te son kez mahkemeye çıkarıldılar. Karar, ömür boyu hapis oldu ancak suçlamaları reddedip karara itiraz ettikleri için üstad-ı azamı ile üç yardımcısı yakılarak idam edildiler.



Tapınak Şövalyeleri'nin yeniden dirilişi

Fransa Krallığı'nın zulmünden İngiltere ve Orta Avrupa'ya kaçanlarla daha sonra bunlara katılanlar "Serbest Masonlar" adı altında tarih sahnesine tekrar çıktılar. Son üstadlarının talimatıyla, inşa edilmekte olan kilise ve katedrallere başvurarak hiçbir loncaya bağlı bulunmayan duvarcı olduklarını beyan edip işe girdiler.

Fransızca'da duvarcı, "maçon" (mason diye okunuyor); bir yere bağlı olmayan, hür, serbest ise "franc" (fran diye okunuyor) demek. Franc-maçon da serbest masonlar anlamına geliyor.
Serbest Masonlar'ın Fransa Krallığı'ndan intikam almak için Avrupa genelinde örgütlenmeleri zaman aldı.

17. yüzyıldan itibaren toplumun, sivil ve askeri idarelerin köprü başlarını tutmaya, saraylarda önemli mevkiler elde etmeye, kıralların harimine kadar sızmaya başladılar. Fransa'yı artık başka bir hanedan yönettiği halde, ataları olan Tapınak Şövalyeleri'nin intikamını almaya kararlıydılar.

İntikam sadece hanedanlardan değil, Kilise'den de alınacaktı. İşte nesilden nesile geçen, yeminle korunmuş olan amaçları budur.
Duvarcı Masonlar'ın sayıları 16. yüzyıldan sonra azalmaya başlar. Bunun bir nedeni duvarcıların, Tapınak Şövalyeleri'nin bekar kalmak için yemin etmiş dindar üyeleri olmalarıdır. Diğer nedeni de katedrallerin ve büyük kiliselerin inşaatlarının azalmasıdır.

Çare olarak, bizzat duvarcı olmamakla birlikte Tapınak Şövalyeleri'nden miras kalan idealleri benimseyenler de "duvarcı olarak" "Kabul Edilmiş Masonlar" unvanıyla bu hınç ve intikam kervanına kabul edildiler.

Serbest ve Kabul Edilmiş Masonlar ilk toplantılarını 1717'de İskoçya'da yaptılar.

Amaçları başta Fransa hanedanı olmak üzere bütün hanedanların egemenliklerine son vermek ve kilisenin gücünü kırmaktır. Avrupa'nın her yerinde özellikle de Fransa'da pek çok Mason locası büyük bir gizlilik içinde faaliyete geçer.

Osmanlı İmparatorluğu da bu uygulamalardan nasibini alır. İlk mason locası 1767'de İstanbul'un Galata semtinde açılır. Masonların gücünü ve stratejisini iyi değerlendiren İngiltere, Hollanda, Prusya ve Rusya kıralları mason localarının kendi ülkelerinde kurulmasını destekleyip kendileri dahi mason olarak tehlikeyi geçiştirirler.

Tapınak Şövalyeleri'nin gecikmiş intikamı

Serbest ve Kabul Edilmiş Masonlar, Tapınak Şövalyeleri'nin varisi olarak Fransa Krallığı'ndan ve Kilise'den intikam almak için 65 yıl Fransız İhtilali'nin altyapısını hazırlarlar. Özellikle Paris'te pek çok yeni loca açılır. Yazar, filozof, bilim adamlarından vara-yoğa itiraz eden, inatçı ve saldırgan tipler özenle seçilerek mason yapılır.

14 Temmuz 1789 günü patlak veren ihtilal 10 yıl sürer. Kıral ve kıraliçe idam edilir. Kilisenin mallarına el konulur.

"Hıristiyanlıktan Arındırma Yasası" kabul edilir. Bundan böyle devlet artık laik olur. Takvim ve yılbaşı, hıristiyan kökenli oldukları gerekçesiyle değiştirilir. "Akıla tapınma" devletin resmi dini olur. Hatta "Tanrıça Akıl" adına Paris'te resmi ve görkemli ayinler bile düzenlenir.

Masonlar, hanedandan ve kiliseden intikamlarını almışlardı; peki, bundan sonra neyle meşgul olacaklardı?
İlk Serbest Masonlar duvar örmedeki becerilerine göre çırak, kalfa, usta şeklinde üçlü derecelendirmeye tabiydiler. Ancak duvarcılığın yapılamaması ve masonların sayısını arttırmak için duvarcı olmayanların da localara kabul edilmesi, mason idarecileri farklı ve esrarengiz stratejilere yöneltti.

Masonik dereceler 3'ten 33'e yükseltildi ve 4. ila 33. derecelere felsefi derece denildi. Yani, bundan böyle ilk üç dereceye giren Mavi Localar masonların avamına, diğer dereceleri içeren Kırmızı Localar masonların havassına ve 33. dereceden ancak bazı masonların girebildikleri Kara Loca da masonların hassülhavassına (yani kaymağın kaymağına) hitap edecektir.

Ama bu kast sistemi, eşitlik ve demokrasiyi savunan masonluğun dejenere olmasının da bir göstergesidir.

Artık masonların değişmez idealleri de kalıplaşmıştır.

1) Masonluğun otoritesi hariç olmak üzere bütün şahsi otoritelere karşı savaş ve bunun doğal sonucu olarak da cumhuriyetçi idare sisteminin (masonların denetiminde kalması şartıyla) her ülkede hükümran olması,

2) Masonluğun oluşturduğu din hariç olmak üzere dini her otoriteye karşı savaş,

3) Büyük Fransız İhtilali'nden her yerde, özellikle de eğitimin her kademesinde hayranlıkla sözedilmesi,

4) Her konunun laiklik, akılcılık ve eşitlik ilkeleri içine alınmasının temini.
Tapınak Şövalyeleri tarikatı da, onun varisi olan Serbest ve Kabul Edilmiş Masonlar tarikatı da musevi-hıristiyan medeniyetinin bir ürünüydü ve geçmişlerine, tarihlerine yönelik efsaneler de doğal olarak bu medeniyetten doğdu.

Örneğin masonluğun kökenini gizlemeye yönelik meşhur Hiram Usta Efsanesi gibi pekçok efsane Tevrat, Talmud, Kabala kökenli musevi unsurlar olarak masonluğa girdi. Ancak bunlara bakıp da masonluğun, yahudiliğin bir uydurması olduğunu söylemek hiç de isabetli değildir. Çünkü bazı localar eski Yunan ve Mısır düşüncesinden alıntılar yapabiliyordu.

Başlangıçta yani masonluk henüz üç derecelikken dini ritüellerin varlığından sözetmek mümkündü.

Ancak 33. dereceden masonun hiçbir dini inancı olmayan, ama hangi itikat olursa olsun o itikadın samimi taraftarıymış gibi görünmesini beceren bir insan portresi çizmesi gerekmekteydi.

Gerçi Avrupa'da hürriyet ve hayat hakları sınırlandırılmış, aşağılanmış olan musevi cemaatlerinin, masonlar tarafından Fransız İhtilali'nin sloganı haline getirilen Bağımsızlık-Eşitlik-Kardeşlik sloganı karşısında ümide kapılmamaları imkansızdı.

19. yüzyılın başlarından itibaren her ülkede musevi cemaatinin ileri gelenleri Mason Locaları'na üye oldular. 

 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın.. Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

10 Kasım 2013 Pazar

İlluminati - Yeni Dünya Düzeni (New World Order)

  


  İlluminati örgütüne üye olabilmek için mason olmak zorunluğu yoktu, zira Weishaupt ve Von Knigge'nin oluşturdukları sistemde, 4., 5. ve 6. dereceler zaten simgesel Masonluğun ilk üç derecesini içermekteydi.

Von Knigge on dereceden oluşan bir sistem oluşturduklarını belirtmiştir ancak, son iki dereceye, küçük ve büyük gizemler derecelerine ulaşan hiçbir üye olmamamıştır.


Açıkça politika yapan ve kraliyet karşıtı olan İlluminati örgütü, Mavi Dereceleri tamamlayan masonlara, yüksek derecelere ulaşma olanağı tanımaktaydı. İlluminati örgütünün gizli Büyük Üstadı "Eski Üstün İskoç" unvanına sahipti.
William Bramley, The Gods od Eden


Alt derecelerdeki üyeler, örgütün nasıl yönetildiği ve dünyayı ne yolla özgürleştirecekleri konularında tamamen bilgisizdiler. Yükseldikçe, örgüte hizmet etmek için, mali ve siyasigüç kazanmak ve elde edilen bu gücü örgütün emrine vermek gereği ortaya çıkıyordu.

Üyelerin gayretli bir mason olmaları ve Masonluğun mali kaynaklarını da kontrol altına almaları isteniyordu. Ancak, onuncu dereceye ulaşan ve "rahip" unvanını kazanan üyelere bir takım kesin bilgiler verilmekteydi.

Bu bilgiler arasında, İlluminati örgütünün tüm dünyadaki kralları ve din adamlarını yok etmek istediği ve ancak böylelikle insanların zihinlerinden milliyet düşüncesinin silinebileceği aktarılıyordu. Bu amaçlara ulaşmanın yolu ise basın, eğitim ve hükümette yüksek mevkileri ele geçirmekti.

Üst dereceler, örgütü kuran ve geliştiren materyalist kişilerin asıl amaçlarının dinsel inançları yok etmek olduğunu açıkça ortaya çıkarmaktaydı. Üyelere, Tanrı ve dinsel inançların insanlarca uyduruldukları ve gerçekte değersiz oldukları öğretiliyordu.

Sonuçta örgüt içinde en üst dereceye (kral derecesi) ulaşan üye, kendini bir krala eşit buluyor, tüm insanların bu dereceye yükselebileceklerini ve bu nedenle de insanları yönetmek için krallara gerek duyulmasının bir safsata olduğu sonucuna varıyordu.
Arkon Daraul, Secret Societies

Bavyera'da başlarına gelenlerden sonra, İlluminati örgütü, değişik isimlerde etkinlik göstererek yer altına çekildi. "Fransız Devrim Klübü" bu durumun bir örneğidir. Bu örgüte radikallerin hızla katılması sonucunda daha geniş bir toplantı salonuna gerek duyuldu ve "Jacobin Birliği" salonu kiralandı. Artık, örgüt "Jacobin Klübü" olarak bilinecektir.

Gizli toplantılar düzenleyen Jacobin Klübü hızla gelişti ve sayıları 1300'e ulaşan üyeleri arasına Fransa'nın en iyi eğitim görmüş ve en etkin kişileri katıldı. Jacobin'lerin ülküsü, tüm kurumları ve krallığı ortadan kaldırarak, adına "Yeni Dünya Düzeni" ya da "Evrensel Cumhuriyet" dedikleri bir düzen kurmaktı."

Ünlü büyücü ve okült uzmanı Cagliostro, 1783 yılında İlluminati'lere katılmıştı. Yıllar sonra, kendi katılma törenini katolik rahiplere anlattığında, törenin Frankfurt yakınlarında bir yeraltı sığınağında yapıldığını söyledi.
William T. Still, New World Order

İçi evrak dolu demir bir sandık açıldı. Töreni yöneten kişi sandıktan el yazması bir kitap aldı ve ilk sayfasını okudu: "Bizler, Tampliyeler'in Büyük Üstadları..." sözlerini kanla yazılmış bir and izliyordu. Söz konusu bu kitap "İlluminizm"in aslında tüm monarşilere ve kiliseye karşı bir nifak olduğunu, ilk saldırının Fransa tahtına yöneleceğini ve Fransa'da krallığın çökertilmesinden sonra sıranın Roma'ya geleceğini belirtmekteydi."

Gerçekten de, 1789 yılı Mart ayında, Fransa Büyük Doğusu'na bağlı 266 locanın tümü İlluminati denetimi altına girmişti bile. Aslında masonların hepsi kendilerini gizlice yöneten bu örgütün farkında değildi; yalnızca pek az sayıda mason bu sırrı bilmekteydi...Ertesi ay ihtilâl başladı.
Nesta H. Webster, Secret Societies and Subversive Movements

Cagliostro bir Tampliye ajanıydı. Yazdığı bir mektupta, Londra'daki masonlara "ezelî mabed"in yeniden yapımına başlama zamanının geldiğini bildirmişti. Cagliostro, Masonluğa "Memphis ve Misraim" adı altında yeni bir rit getirmiş ve böylece İsis'e gizemli tapınma törenlerini canlandırmaya kalkışmıştı.

Cagliostro'nun armasında bulunan LPD harfleri "Lilia Pedibus Destrue" (Zambağın Ayakları Altındaki Tehdit) sözlerini ifade etmekteydi (bilindiği gibi zambak Fransa Krallığının simgesidir). Ayrıca, Cagliostro'ya ait 16. yüz yıldan kalma bir madalyonun üzerinde bir zambak demetini kesen bir kılıç kabartması ve bunun altında "Talem Dabit Ultio Messem" (Böyle bir Hasat Öç Alır) sözleri kazılıdır.
General Albert Pike, Morals and Dogma

1797-1798 Yılları arasında üç cilt halinde yayınlanan "Mémoires Pour Servir l'Histoire du Jacobinisme" (Jakoben Tarihine Hizmet için Anılar) adlı eserinde, bir cizvit olan Barruel, tüm kötülüklerin Mani ve Manicilik'ten türediğini yazar ve tarih boyunca süren gizli bir komplonun varolduğunu savunur.
Edward Burman, The Assassins - Holy Killers of Islam

Barruel ile birlikte "Le Tombeau de Jacques de Molay" (Jacques de Molay'ın Mezarı) adlı bir kitabın yazarı olan Cadet de Gassincourt'un düşünceleri sürekli bir komplo inancına saplanmıştır. Onlara göre Manicilik'ten kaynaklanan ve doğudaki Haşhaşîler ile batıdaki sapkın mazheplerden Tampliyeler'e aktarılan bu yıkıcı nifak, de Molay'ın 1314 yılındaki ölümünden sonra varlığını sürdürmeyi başarabilen dört Tampliye locası sayesinde 18. yüz yıla kadar ulaşabilmiştir.
Peter Partner, The Murdered Magic

O günden beri, en başta Cromwell ve Fransa Kralı IV. Henri'nin katili olmak üzere, Portekiz, Brezilya ve İsveç'teki tüm komplocular ve elbette Robespierre ve Danton dahil tüm caniler ve devrimciler aynı Tampliye locasının üyesidirler.
Edward Burman, The Assassins - Holy Killers of Islam


Eliphas Levi, Fransız Devrimi'nin Tampliyeler'in 14. yüz yılda çektikleri acıların intikamı olduğunu ileri sürmüştür.
David Conway, Ritual Magic

Rousseau'nun da desteği ile kurulan bir mason locası, o dönemde Fransa'daki devrim hareketinin merkezi oldu ve ne gariptir ki, bu locanın üstadı olan ve kraliyet kanı taşıyan Orleans Dükü, Jacques de Molay'ın mezarı üstüne, IV. Philip ve ardıllarından Tampliyeler'in öcünü almak için and içti.

Tampliyeler'in tahta ve tiara'ya (Papa'nın tacı) karşı giriştikleri entrikaları herkese açıklamaları olanaksızdı. Bunu yapmak, İsis'in peçesini kaldırmak ve üstadların gizlerini kalabalıklara yaymak anlamını taşıyacaktı. ...XVI. Louis giyotinde can verince işin yarısı tamamlanmış oldu. Artık Tapınak Ordusu tüm gücünü Papa'ya karşı yöneltebilecekti.
General Albert Pike, Morals and Dogma


ilkbahar ve yaz aylarında İlluminatilerin tahıl piyasasında gerçekleştirdikleri manipulasyonlar sonucunda yapay bir buğday darlığı yaratıldı. Bu durum o denli geniş bir açlığa yol açtı ki, tüm ülke kısa zamanda ayaklandı. Olayların başını çeken kişi, Fransa Büyük Doğusu'nun Büyük Üstadı Orleans Dükü idi.

İlluminatiler, halkın çektiği acıları bir araç olarak kullanarak yarattıkları huzursuz ortamın devrimci eylemlerine yararlı olacağını planlamışlardı. Gerçekten de, besin stoklarını bloke ederek ve Ulusal Meclis'te tüm reform girşimlerini engelleyerek, durumu iyice kötüleştirdiler ve halkı tam anlamıyla açlığa mahkum ettiler.

14 Temmuz günü Bastille yağmalandı. Özgür bırakılan tutuklu sayısı yalnızca yedi idi. Fransız tarihçiler bugün, eylemin asıl amacının Bastille'i yıkmak ve tutukluları kurtarmak olmadığını belirtiyorlar; asıl amaç Bastille'de saklanan barut ve silâhları ele geçirmekti.

Böylece silâhlanan Jakobenler, 22 Temmuz günündenbaşlayarak o güne dek eşi görülmemiş ve titizlikle planlanmış bir ihtilâl girişimini sahneye koydular. Bu dönem tarihte "Büyük Korku" diye adlandırılacaktır.

Öncelikle tüm ülkede eşzamanlı bir panik duygusu yaratıldı. Köyden köye, kentten kente giden atlılar, yurttaşlara "haydutların !" yaklaşmakta olduğunu ve kendilerini korumak istiyorlarsa silâha sarılmaları gerektiğini bildirdiler. Ayrıca, tüm bu olayların sorumlularının malikânelerde ve şatolarda gizlendikleri, bizzat Kralın buraları ateşe vermelerini buyurduğu yurttaşlara söylendi. Fransa Kralına bağlı olan halk bu emirlere uydu. Artık alevlerin denetlenmesi olanaksızdı, yağma ve yıkım sürerken, anarşi gittikçe yaygınlaşıyordu.
William T. Still, New World Order


1789 Yılında Krallığın yıkılması ile birlikte, 10 Ağustos gününden başlayarak üç renkli Fransız bayrağı devrimin kızıl bayrağı ile değiştirildi. "Yaşasın Kral Orleans" çığlıkları ile masonların "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" seslenişi sokakları kapladı.
Nesta H. Webster, Secret Societies and Subversive Movements


Paris sokakları teröre teslim olmuştu...1793 Kasım'ında tüm Fransa'da rahiplerin öldürülmeye başlanması, dine karşı bir kampanyanın yürürlüğe girdiğini ortaya koyuyordu. Tüm mezarlıklara, İlluminatilerin ünlü sloganı olan "Ölüm Sonsuz bir Uykudur" sözlerini içeren yazılar asılmaya başlandı.

Paris'teki kiliselerde "Akıl Bayramları" adı altında eğlentiler düzenleniyor, fahişeler tanrıça gibi tahta çıkarılıyorlardı. Bu törenlerin bir adı da "Exoterion"du ve Weishaupt'un kaleme aldığı "Aşk Tanrıçasının Kutsanması" adlı bir şiiri örnek alıyorlardı."
 


 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın.. Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

3 Kasım 2013 Pazar

Şeytani Örgütler Ve Amaçları





Bismillahirrahmanirrahim

  Selamün Aleyküm

 Bu yazımızda size şeytanın ve şeytana bilinçli bir şekilde hizmet eden şeytani örgütleri tanıtmaya çalışaçağız




İlk önce şeytanı tanıyalım ve amaçını öğrenelim

Öncelikle aşağıda ki ayetleri dikkatlice okuyalım

Araf süresi

10 Andolsun, size yeryüzünde imkan ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim imkanları da yarattık. 
   Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz!

11. Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, "Adem için saygı ile eğilin" dedik. 
    İblisten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı.
 
12. Allah, "Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?" dedi. 
   (O da) "Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın" dedi.
 
13. Allah, "Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! 
    Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın" dedi.
 
14 Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver."
 
15. Allah da, "Sen süre verilenlerdensin" dedi.
 
16. Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, 
    yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin 
    dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım."

17. "Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından 
     sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın."  

18. Allah dedi ki: "Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, 
    onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi cehenneme doldururum."  

19. "Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. 
     Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz."
 
20. Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için 
    kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu ağacı ancak, 
    melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı."
 
21. "Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim" diye de onlara yemin etti.
 
22. Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. 
    Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, 
   "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi.


  Evet ayetlerde çok açık ve net bir şekilde anlaşıldığı gibi şeytan biz Ademoğlunun en büyük düşmanıdır.
Peki neden düşmandır; Yüce ALLAH (cc) u şeytana Hz.Adem (as) a secde etmesini emrettiğinde şeytan
kibrine yenik düşerek ve kendisini ateş Hz.Adem (as) ında çamur olmasından dolayı kendisini üstün görmüş
ve secde etmeyi red etmiştir. Ama o esna YÜCE ALLAH (cc) u şeytanı imtihan etmekteydi.
Şeytanın yapması gereken sorgusuz sualsiz verilen emre uymaktı ama o Yüce ALLAH (cc) unun emri yerine
nefsine uydu ve kafirlerden oldu.
  Şeytan Yüce ALLAH (cc) u tarafından lanetlenmesinin sebepi olarak Hz.Adem (as) ve onun soyundan gelen biz Ademoğlunu
sorumlu tutuyor ve biz Ademoğlunu Yüce ALLAH (cc) u ya hakkı ile kul olamayaçağını savunuyor ve bunu kanıtlamak için
Yüce ALLAH (cc) u söz verip süre istiyor.

İşte bizim hayatımız budur;Şeytan bize savaş açmıştır tek amacı bizi imansızlaştırmak ahlaksızlaştırmaktır

  peki şeytan bunu nasıl yapıyor

Şeytan bu savaşta tek başına değil. şeytan cinlerdendir ve en büyük desteğide imansızlaşmış
ve kendisine bağlanmış cinleri ve etkisi altına almış olduğu insanları kullanır.

 Şimdi bu cinlerden ve insanlardan oluşan liderleride şeytan olan örgütleri kısaca tanıyalım

Masonlar ve illuminati

  Şimdi masonluk ve illuminati iki farklı örgütmüş gibi sunulur ama bu böyle değildir
Bu tür örgütler tamami ile şeytani örgütlerdir ama başlangıç noktası masonluktur. Masonluk
1700 lü yıllarda bir üst örgüt yaratmıştır buda illuminatidir. Çünkü masonluk artık deşifre olmuştur ve
kendisine başka bir oluşum oluşturması gerekmektedir ve bunuda illuminati çatısı altında
oluşturmuştur.. İlluminati masonluğun kabuk değiştirmiş halidir ama artık illuminatide deşifre olmuştur.
satanizm kominizm emperyalizm v.b ideolojiler akımlar masonluğun insanları parçalayıp yönetmek için
oluşturduğu şeytani kavramlardır

masonluğu kısaca tanıyalım


Masonluğun köklerini Çin'den Ortadoğu'ya, Eski Yunan'dan Şaman rahiplerine, eski Mısır'dan
Avrupa'nın şövalye tarikat larına kadar dünyanın çeşitli yer ve
topluluklarına dayandırmak mümkündür, zira Masonik ritüel lere bakıldığında ise
bu kadim öğretilerin tamamının etkileri görülebilmektedir. Fakat Masonluğun çok
uzun yıllar boyunca çalışmalarını büyük bir gizlilik içinde sürdürmesi ve 1390'da
Regius el yazmasına kadar hiçbir kayıt tutmamaları sebebiyle, asal kökeni
hakkında net ve kesin bir yargıya henüz varılabilmiş değildir.
Tüm dünyadaki Masonlar köklerini MÖ 10.yüzyılda yapılmış
olan Hazreti Süleyman Mabedi işçilerine dayandırsalar da,
bu işçilerin de önceden bu işi yaptıkları ve oraya hep
birlikte gittiklerinin bilinmesi, kökenleri daha eskiye taşımaktadır.

Ortaçağ'da nice ülkede Mason denilen duvarcı, taşçı gibi çeşitli yapı zanaatkarlarının
kurdukları meslek loncaları vardı. Bugün Operatif Mason adı verilenler işte bu loncalarda
çalışan yapı işçileridir. Bu loncalar da günümüzde Operatif Mason Locaları olarak anılır.
Bu localar, üyelerinin mesleki menfaaetlerini koruyan, aralarında büyük bir dayanışma ile
mesleki sırları kendi içlerinden dışarıya asla sızdırmayan kuruluşlardı.
Operatif Masonluğun piri ve en büyük ismi olarak, Hazreti Süleyman Mabedi'nin Baş Mimarı
Hiram Abif'in ismi üzerinde bir anlaşmaya varılmıştır. Bu efsanevi kişilik, günümüz
Masonluğunun en önemli ritüellerinde yer alır ve insanın kendisini yüceltmesi
yolculuğundaki son noktanın, yani Kâmil İnsan olabilme serüveninin zirvesinin
sembolü olarak, Hiram şahsiyeti ve isminde vücut bulur.
Masonlukta çok önemli bir yeri Büyük Üstat Baş Mimar Hiram Abif,
Tanrı'ya atfedilen ilk yapı olan Süleyman Tapınağı'nın yapımında yanında
çalışan ve Üstatlık sırrı ile gizli kelimesini öğrenmek için güç kullanmak
isteyen üç Kalfa tarafından öldürülmüştür. Hiram Abif'in gömüldüğü yer belli
olmasın diye üzerine bir akasya ağacı dikilmiş ve böylece akasya, Masonlar
için kutsal ve özel bir anlama bürünmüş, Üstat derecesinin
önemli sembollerinden birisi olarak kabul görmüştür.



Illuminati, (çoğul bir sözcük olup tekili Latince: illuminatus, Türkçe: aydınlanmış)
tarihteki adıyla Bavyeralı Illuminati, Rönesans döneminde 1 Mayıs 1776'da kurulmuş
gizli bir cemiyet. Modern İlluminati; zihin kontrolü uygulayarak, hükümetleri
ve kuruluşları ele geçirerek Yeni Dünya Düzeni'ni sağlamak amacıyla hareket eden,
monarşileri yıkmayı, dini inançları yok etmeyi, ulus devletleri ve vatanseverliği
sonlandırarak sosyal düzeni alt üst etmeyi planladığı öne sürülen; ancak faaliyeti
ve varlığı kanıtlanamamış bir topluluktur. Bazı komplo teorisyenleri, İlluminati
üyelerini ışığın insanları ya da aydınlanmışlar olarak addetmektedirler.


masonların ve illuminatinin kendi tabirleri ile hikayeleri yukarıda ki gibidir. Ama bu tamami ile uydurma
kendilerine bir kutsallık atf etme çabasından başka bir şey değildir. Bu hikaye ile insanlar
karşısında kendilerini zararsız bir örgüt gibi göstermek istiyorlar ama işin aslı hiçde öyle değildir
  Masonlar tamami ile semavi hiç bir din ile alakaları olmayan hatta semavi her dine düşman olan
bir örgüttür ve tamami ile şeytana tapınırlar..

şimdi masonluğun din e bakış açısına bakalım

‘’masonluk, muhalif kilisedir, muhalif dindir, ve mütezile mezhebindendir’’

(mason dergisi, Lacacia, sanat ilavesi,190)

‘’hristiyanlığa gelince, biz masonlar onun tamamen yıkılmasını temin etmeliyiz’’

(Fransız büyük şark locası bülteni, eylül 1885)

Aynı yüksek konseyin localara gönderdiği tamimlerde, yukarıda ki ifadeleri desteklemektedir.

‘’ masonlukla hristiyanlar arasında başlamış olan mücadele ölüme kadar gider.
Sulhu ve fasılası olmayan bir harptir bu’’

1901 de verilen resmi bir ziyafette birader delpeck diyordu ki:

‘’ Galile lerin zaferi 10 asırdır yaşamaktadır. Biliniz ki,
hristiyanlık bu kadar uzun ömürlü olamaz.
Galile efsanesi üzerine kurulmuş olan roma kilisesi,
localarımızın açılmaya başlamasından bu yana süratle çökmeye başlamıştır.

Masonlar arasında siyasi görüş ayrılıkları her zaman olmuştur
fakat tarihinin her döneminde farmasonluk şu prensip üzerinde sabit kalmıştır:
Dinlerin her türlüsüne ölüm, bütün gericilere ölüm’’ (Copin, P.O 8990)

evet yukarda masonların kendi açıklamalarından çok net görülüyorki
masonlar din düşmanıdır ki bununla beraber YÜCE ALLAH (cc) u yada düşmandırlar
peki kim bunlaarı bu derece saptırmıştır tabiki şeytan
Aşağıdaki ayetler gayet açık


4-118. Allah o şeytana lânet etti ve o da, "Andolsun ki senin kullarından elbette belirli bir pay alacağım" dedi.
 
4-119."Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de (putlara adak için) 
       hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler." Kim Allah'ı bırakıp da 
       şeytanı dost edinirse şüphesiz o, apaçık bir hüsrana düşmüştür.

4-120.Şeytan onlara (birçok) va'dde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. 
      Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor.

Şimdi masonların ve illuminatinin sembollerine bakalım..Çünkü bu şeytani örgütler
tam anlamı ile sembol manyağıdırlar

(resimleri büyütmek için resme tıklayınız)

Masonların esasen taptıkları eski sözde güneş tanrısı Ra dır
bu tek gözde Ra nın sembolüdür çünkü bir gözü kördür

bu 1 dolardır piramit ve piramit üstündeki tek göz masonların 
ve illuminatinin sembolüdür. Tek göz Ra yı (şeytan) simgeler
şuanda herkes kabul etmektedir ki amerikayı masonlar kurmuştur 


 masonların en bilinen sembolü
masonların ve illuminatinin diğer bir putu
baphomet yani şeytan

George washington kendisi bir masondur ve washington da bulunan
heykeli ile baphomet putunun heykeli biçim olarak aynıdır

 masonların ve illuminatinin baphomet putuna yaptıkları ritüel





George washington unun mason kıyafeti ile çizimi


İlluminatinin medya alanında ki etkileri için aşağıdaki resimleri inceleyiniz (resimleri büyütmek için resme tıklayınız)





Madonna illuminatinin en sadık hizmetkarıdır

Jay z 

gaga
illuminatiyi masonluğu öven film büyük hazine

çizgi filmlerde bol bol bu kareleri görebilirsiniz

Gitti gidiyorun sembolü baphomet sembolüne çok benziyor
umarım bilinçli bir şey değildir

2012 londra olimpiyatlarının maskotları
tamami ile masonik bir sembol

Diyarbakırdaki anıt

herkesin bildiği çizgi film kanalı

sünger bob çocukların çok sevdiği bir çizgi film
tamami ile şeytani çocukları uzak tutun

yu gi oh aynı şekilde çocukların çok sevdiği bir film


fazla söze gerek yok sanırım her şey açık

jay z ve tom cruise ikiside şeytani örgüte üye

jim carry arka plandaki tek göz açık ve net görülüyor zaten

the simpsons çizgi filminden bir sahne
Aydın DoğanÖdülleri ödüle bakarsanız tek göz sembolü


Evet şimdi bu konuları kısa keselim. Çünkü çok değişik kaynaklardan bu tür bilgileri
daha geniş bulabilirsiniz. Biz şimdi en can alıcı noktaya geçelim

  Şeytanın amacı nedir

Araf süresi

16. Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, 
    yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin 
    dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım."

17. "Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından 
     sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.


evet şeytan bizim imanlı olmamızı salih amel işlememizi istemiyor. Peki bunu nasıl başaraçak
vesvese vererek

Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar); (114/5) 

şeytan vesveseleri tek başınamı yapıyor. hayır kendisine bağlı cinler ile ve bilinçli bir şekilde
kendisine bağlı insanlarla (illuminati , mason)

şimdi şeytanın insanlarla bu işi nasıl yaptığını öğrenelim

Subliminal Mesaj


Subliminal mesaj  başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır
ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda farkedilmemek üzere tasarlanmıştır.
Subliminal mesajlar insanın bilinçli dikkati tarafından farkedilemezler
ancak bu mesajların insan bilinçaltını etkiledikleri ileri sürülmektedir.
Subliminal teknikler reklamcılık ve propaganda alanlarında sıklıkla kullanılmaktadır.
Bu tekniklerin amaçları, etkililiği, kulanım sıklığı konuları tartışmalıdır ve şüphelidir

evet teknik açıklamsı bu. Subliminal mesaj günümüzde filmlerde müziklerde reklamlarda
tamami ile cinsellik isyan şiddet empoze edilmek için kullanılıyor.. Ama en çok da cinsellik empoze etmek için
kullanılıyor

peki neden cinsellik


Araf süresi 27

Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, 
elbiselerini sıyırtarak, onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. 
Çünkü o ve taraftarları, (kendilerini göremeyeceğiniz yerden) sizleri görmektedir. 
Biz gerçekten şeytanları, inanmayacakların dostları kıldık. 

evet şeytanın en büyük silahlarından biride cinsel günahlardır. Hz.Adem (as) babamız ve Hz. Havva (as) annemiz
elma yedikleri için cennetten kovulmadılar aslında cinsel dürtüye kapıldıkları için ve ayıp yerlerini
açtıkları için kovuldular..Şeytan da bunu çok iyi bildiği için en çok cinsel vesvese verir

şimdi bu cinsel vesveselerin (subliminal mesaj) örneklerine bakalım

walt disney'in ünlü mermaid çizgi filmi. Resimde görüldüğü
gibi erkek cinsel organı gizlenmiş

arka planda yarı çıplak kadın resmini görebilirsiniz

coke cola nın bir reklam afişi buzlar içine oral cinsellik gizlenmiş


görüldüğü gibi çizgi filmde sex kelimesi gizlenmiş.Bu sex kelimesi 
küçük çoçukların beynine kodlanıyor ve büyüdüklerinde tetikleniyor

walt disney diğer adı ile şeytanın şirketi. Görüldüğü gibi resim içine
erkek cinsel organı gizlenmiş

walt disneyin kral aslan çizgi filminde toz bulutunun
içine gizlenmiş sex subliminali

bir reklam afişi ama nedense meyveler cinsel organ
şeklinde


bu resmi hemen aşağıdaki resimle karşılaştırın ve 
resim içine ustalıkla gizlenmiş cinsel subliminal mesajları görün

bu resmi hemen aşağıdaki resimle karşılaştırın ve 
resim içine ustalıkla gizlenmiş cinsel subliminal mesajları görün




bu resmi hemen aşağıdaki resimle karşılaştırın ve 
resim içine ustalıkla gizlenmiş cinsel subliminal mesajları görün

Peki Şeytan bu tür vesveseler ve şeytani insanlar eli ile 
vermiş olduğu görsel
vesveseler (subliminal) mesajlar ile nasıl bir insanlık istiyor..Aşağıda ki resimleri
incelemeniz yeterli













şeytan bu tür subliminal mesajlarla (görsel vesveselerle) özellikle çocuklarımızı küçük yaşta
bilinçlerini kirleterek ilerde asi ve imansız bir nesil olmalarını sağlamak istiyor.

bu durum sadece müslüman toplumlar için geçerli değildir. Bu durum tüm insanlık için geçerlidir
şeytan ve şeytani örgütler tüm insanlığa düşmandırlar..onlar için dil din ırk farketmez. Çünkü her ne kadar biz
farkında değilsek daha doğrusu günümüz dünya sistemi eğitim sistemi bize bunu unutturduysada şeytan bize olan
düşmanlığını unutmamıştır. Amaçı din dil ırk gözetmeden kandırabildiği kadar insanı kandırmak ve onları cehenneme
sürüklemektir.

  Yapmamız gereken islama kuran a sünnete sıkı sıkı sarılmak ve bu şekilde ölünceye kadar devam etmektir

Selam Ve Dua İle
 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Üye Olmayı Unutmayın.. Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş