Kara para üzerine kurulu ‘Rothschild İmparatorluğu’ zaman içinde
İngiliz ve Fransız Merkez bankaları ile Amerika’daki Federal Rezerv
bankalarının sahibi olmuştur. Serveti dünya serv...etinin yarısı olarak
tahmin edilen bu ailenin 1940 yılındaki serveti ABD GSMH’nın iki katı
olmuştur. Dünyada tek bir Yahudi imparatorluğu kurulması amacına çalışan
aile, Waterloo Deniz Savaşı, Amerikan İç Savaşı, I. ve II. Dünya
Savaşlarından büyük paralara kazanmış ve Rusya’da Bolşevik Devrimi’ni
finanse etmiştir. Elinizdeki kitap tarihçesi, serveti ve sahip olduğu
kurumlar net bilinmeyen ailenin başlangıcından henüz Amerika’nın I.
Dünya Savaşı’na katılmadığı 1940 yılına kadar olan olayları
anlatmaktadır. Bu kitapta küreselleşme, AB, Birleşmiş Milletler, serbest
pazar ekonomisi, çok partili demokrasi ve savaşların kimlere ve nasıl
hizmet ettiğini okuyacaksınız.
Bu kitabı okuduktan sonra George Soros ve kaynağı bilinmeyen servetini, eski Sovyet cumhuriyetlerin
deki
Turuncu Devrimleri, İkiz Kuleler, Afganistan Savaşı bağlantısını,
Taliban sonrası Afganistan’da artan afyon üretimini, yandaş medya
kuramlarını, yabancı fonlarca desteklenen köşe yazarlarını, İslam
ülkelerinde özgürlük hareketlerini ve Büyük Orta Doğu Projesi’ni insan
ister istemez tekrar sorgulamakta ve bunların yüzyıllar önceden
oynanmaya başlanan bir oyunun devamı olduğunu görmektedir.
Rothschild finans imparatorluğunu
n kurucusu Mayer Amschel Rothschild 1812’deki ölümünde mal varlığım Yahudi ırkının yükselişi ve Dünya Yahudi İmparatorluğunu
n
kuruluşu İçin bir vakfa devretmiştir. Bu vakfın en önemli prensipleri
gizlilik, mal varlığının bütünlüğünün korunması, mirasçıları ve onların
mirasçılarının mal varlığından müştereken yararlanmaları ve mal
varlığının mirasçıların çoğunluğu karşı çıkmadığı sürece en büyük oğlun
en büyük oğlu tarafından yönetilmesidir.
Yahudi Protokolleri
olarak bilenen belgeler ile Komünist prensipler amaç ve niyet
açılarından birbirleriyle aynı olup tüm dünyanın kontrolünü ele
geçirmeyi amaçlarlar.
Çağlar boyunca aşağılanan ve zulüm gören İsrailoğulları güce ulaşmak için çırpınmışlardır
ve artık amaçlarına ulaşmış gibidirler. İsrail oğulları artık melun Hıristiyanların
ekonomik yaşamlarını kontrol etmektedirler ve güçleri siyasiler ile yaşadıkları ülkelerin yaşamlarım etkilemektedir.
Talmud Yahudilerin şeriatı ve kutsal kitabıdır. Talmud Yahudilerin dini
önderleri ve hahamlarınca tanımlanan ve açıklanan medeni kanun ve din
kitabıdır. Talmud gerçeği adlı kitaptan alıntı. Midrasch Talpioth (sayfa
225) der ki: ‘İsrail’in zaferi için Tanrı onları insan suretinde
yarattı. Ancak Yahudi olmayanlar sadece Yahudiler tarafından gün ve gece
yönetilmek için yaratılmışlardı
r. Ve onlar bu hizmetlerinden kurtulamazlar. Onlar hayvan ve insan suretlerinde Yahudi Kralı’nca güdülmek üzere yaratılmışlardı
r.
Talmud bize Hz. İsa’nın kadınların adet günlerinde anne rahmine düşmüş
biri olduğunu söylemektedir. Talmud bize onun Hz. İsak’ın şeytani oğlu
Esau’nun ruhunu taşıdığını, onun aptal, tam bir dolandırıcı, baştan
çıkarıcı olduğunu, çarmıha gerildikten sonra Cehennem’e gömüldüğünü ve
takipçileri tarafından putlaştırıldığı
nı söylemektedir.
İlluminati bir Yahudi olan Adam Weishaupt tarafından kıta Avrupa’sı
Mason Örgütü’nün bir kolu olarak kurulmuştur. Illuminati’nin amacı
dünyada din, hükümet, mülkiyet ve evlilik kurumlanılın ortadan
kaldırılmasıdır
. Bu amaç Yahudi İhtiyar Meclisi ve Yahudi Komünist Partisi’nin amacıyla örtüşmektedir.
Lionel Aylesbury’den İngiliz Avam Kamarası’na seçilmiş ancak İncil
üzerine yemin etmek istemediğinden hiçbir zaman parlamentoya
girmemiştir. Daha sonra bir kere daha seçimi kazanan Lionel yine aynı
nedenle parlamentoya katılmayı ret etmiştir. Üçüncü seçilişinde
parlamento kendisinin İncil yerine Eski Ahit üzerine yemin etmesini
kabul etmiştir. Lionel Rothschild İngiliz Parlamentosu’na
seçilen İlk Yahudi’dir. Yahudi Ansiklopedisi Cilt 10, sayfa 501-502
şöyle demektedir: 1885 yılında Nathan İngiliz Avam Kamarası’ndan Lordlar
Kamarası’na geçerek ülkedeki Yahudi özgürlüğünü en üst seviyeye
çekmiştir. 1940’larda İngiliz Lordlar Kamarası’nda melez Yahudiler
dışında 60 Yahudi Lord bulunmaktadır.
Nathan Rothschild’m 1820
yılında bahsedip övündüğüne bakılırsa kendisi aile servetini beş yıl
içinde 3.000.000 dolardan 7.500.000.000 dolara taşımıştır. 1848’de bu
aile dışındaki tüm bankaların toplam servetleri 362.000.000 frank iken
Rothschild ailesinin Paris ayağının servet toplamı 600.000.000 frankın
üzerindedir.
Nathan’ın Londra merkezinde gerçekleştirdiğ
i yılda % 500 servet artışının sürdüğü varsayılırsa ailenin Londra ayağının 1840 yılındaki serveti 100.000.000.000
dolardan fazla olacaktır. Tabii ki % 500 yıllık servet artışı
sürdürülebilir bir başarı değildir. Fakat sadece % 10’luk yıllık artış
ile bile ailenin Londra servetini 1840 yılında 20.000.000.000 doların
üstüne çıkarmaktadır. Bu servet bu kitabı yazmamdan (1940) yüz yıl önce
elde edilmiştir. 1940 yılında Rockefeller, Carnegie ve Ford firmalarının
(Amerika’nın en büyük üç firması) toplam servetleri 2.000.000.000
doları geçmemektedir.
Protokol 2 ’den alıntı: Amacımıza hizmet
ettiği sürece yalan , ihanet ve rüşvete devam etmeliyiz. Siyasette bize
güç kazandıracak şekilde başkalarının servetlerine el koymayı
öğrenmeliyiz.
Yahudiler borsadaki paniklerde kaybetmezler çünkü
onların önceden haberleri vardır. Demin belirttiğim gibi panikler onlar
için hasat dönemleridir.
1907 yılında ise Rothschild
kontrolündeki bankalar müşterileri olan ticari bankalar ve muhabir
bankalara vadesi gelen mevduatlarını geri ödemeyi ret etmişler ve bu
büyük bir bankacılık krizine neden olmuştur. Rothschild bankalarından
mevduatlarını kurtaramayan ticari bankalar müşterilerine ödeme yapamaz
olmuş ve tüm ekonomi kilitlenmiştir.
Bu olay tüm bankaların toplanarak para ve kredi piyasalarım kontrol edecek bir sistem oluşturmalarını
sağlamıştır.
Sidonia (Rothschild) 1844 yılında Coningsby isimli kitapta şunları
söylemektedir: Hiçbir ceza kanunu veya işkence üstün ırkın zayıf ırk
tarafından yutulmasına veya yok edilmesine neden olmayacaktır. İşkence
yapan karışık ve melez ırklar sonunda yok olacaklar ve saf üstün ırk
yaşamaya devam edecektir.
İlk Cizvitler Yahudi’dir. Batı Avrupa’yı
iliklerine kadar ürküten Rus diplomasisi de Yahudiler tarafından
kurulmuş ve idare edilmektedir Almanya’da şimdi hazırlanmakta olan büyük
devrim de Yahudilerin ürünüdür çünkü bu ülkedeki tüm üst düzey akademik
görevleri Yahudiler ellerinde tutmaktadırlar.
1869 yılında Prag’da yapılan cenaze töreninde Hahambaşı Simeon-ben-Ihud
a’nm kabri başında şöyle söylenmektedir:
Diğer büyük güç medyadır. Bazı fikirleri durmaksızın tekrarlayarak
medya toplumda bu fikirleri gerçekler haline getirmektedir. Ve her yerde
medya bizim elimizdedir.
7. Protokol’de şöyle denmektedir:
Yahudi olmayanların hükümetlerini isteklerimiz doğrultusunda ve
amacımıza hizmet edecek şekilde yönlendirmeliyi
z. Medyanın büyük gücü sayesinde hükümetlerin çoğu zaten elimizdedir.
Protokol 15’ten alıntı: Ölüm herkes için kaçınılmazdır. Ölümü
amaçlarımıza karşı çıkanlar için hızlandırmak daha iyidir. Masonları
öyle gizlilik içinde kullanmalıyız ki kardeşlerimiz dışındakiler yani
kurbanlar amaçlarımızdan haberdar olmasınlar. Kurbanlar kendilerine
verilen idam cezalarını fark etmeyecekler ve doğal nedenlerle
öldüklerini sanacaklardır. Bunu bildiğimiz takdirde kardeşlerimiz bile
amaçlarımızın karşısına çıkmayacaklardı
r.
Amaçlarımıza karşı gelmemeleri için Masonların kalplerine kadar girmiş
durumdayız. Hıristiyanları liberalizme teşvik ederken kendi halkımızı
amaçlarımıza uymaya teşvik etmeliyiz.
Talmud Yahudilere “Yahudi olmayanların yaşamları Yahudilere aittir!” demektedir.
Kapitalist Sistem Piramittir..
Lobinin Başı Büyük Birader çıktı
Son dönemde İngiliz The Economist dergisi ve Financial Times (FT) gazetesi Türkiye eleştirileriyle
gündeme geliyor. Dergi ve gazetenin bu eleştirel politikasının
mimarlarına bakıldığında ise bu yayınların tesadüfi olmadığı ortaya
çıkıyor. Türkiye’de belki de birçok kişinin tanımadığı ancak dünyanın
neredeyse hakimi konumunda olan Alman kökenli yahudi aile Rothschild’ler
iki yayının da etkin ortağı. Rothschild ailesi Economist dergisi de
dahil 12 şirketi çatısı altında bulunduran The Economist Group’un büyük
oranda hissesini elinde tutuyor. Derginin yüzde 39.1′i aileye ait. Hatta
Rothschild ailesinin iki üyesi Lynn Forester Rotshild ve Sir Evelyn de
Rotshild The Economist Group’un yönetiminde. Group’un yüzde 50′si ise
Financial Times’ın sahibi Pearson’ın portföyünde bulunuyor. Pearson
Grubu’nun borsadaki hisselerinde ise Rothschild’ları
n ne kadar payı olduğu bilinmiyor. İki İngiliz kökenli basın organının da yayın politikalarının
benzer olmasının altında bu ortaklık yatıyor. İki yayın organı da
Rothschildler ve paydaşlarının ekonomik çıkarlarını duyuruyorlar.
Bankacılığı Kuran Aile
Ailenin kökenleri 18. yüzyıla kadar uzanıyor. Ailenin tanınması 1744′te
döviz değişimiyle uğraşan Amschel Moses Rothschild’in oğlu olan Mayer
Amschel Rothschild’in Almanya’da doğumuyla başladı. Frankfurt’un Yahudi
mahallesinde doğan Mayer, bir finans kurumu kurdu ve 5 oğlunu Avusturya,
Fransa, İngiltere ve Napoli’ye yolladı. Asıl servet Baron Rothschild
tarafından Londra’da yapıldı. Modern bankacılık sistemini kuran aile
şimdi servetinin büyük bir bölümünü de petrolden sağlıyor. 1.500′e yakın
ferdi bulunan ailenin toplam varlıklarının büyüklüğü tam olarak
bilinmese de trilyonlarca dolar olduğu tahmin ediliyor. Aile üyeleri
dünyanın en zenginler listesinde yok. Ancak sahibi oldukları şirketler
düşünüldüğünde,
Carlos Slim ve Bill Gates gibi isimler devede kulak kalıyor.
Siyonizmi Kurdu
Küresel çapta üne kavuşan ilk zengin Yahudi Ailesi olan Rothschild’lar,
bugün dünyada Yahudi Lobisi ve İsrail’le birlikte somut yapılanmaya
dönüşen siyonist görüşün de en büyük hamisi. Adı Tel Aviv’in en büyük
caddelerinden birine verilecek kadar bu ülkede saygı gören Aile, İsrail
devletinin kurulmasında büyük rol oynadı. Aile, Osmanlı İmparatorluğu’n
un
çöküşünde de bir anlamda pay sahibi. Aile komşu ülkeleri sürekli
finanse edip savaşa zorladı, içeride de ayaklanma çıkardı. II.
Abdulhamid döneminde Aile üyeleri Siyonist Teşkilatı’nın kurucusu
Theodor Herzl’i İstanbul’a göndererek, Osmanlı’nın dış borçlarını
kapatmaya karşılık, Kudüs’ü istedi. O dönemde Osmanlı’nın en büyük borcu
İngiltere’yeydi
.
Ülkenin Merkez Bankası’nın patronu da bu aileydi. II. Abdülhamid
isteklerini kabul etmedi. Kısa bir süre sonra padişah Selanik’ten gelen,
İttihat ve Terakkiciler’in
kontrolündeki ordu tarafından bir darbeyle tahttan indirildi. Ardından
İttihat Terakki yönetimindeki Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı’na girerek
Kudüs’ün de aralarında bulunduğu topraklarının çoğunu kaybetti.
Savaş Serveti