Kur'an Mucizeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kur'an Mucizeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ağustos 2016 Cumartesi

Kur'an Mucizeleri - Ozon Tabakası







“Ozon” kelimesi Arapça’da, Türkçe’de ve diğer tüm yabancı dillerde hemen hemen aynı şekilde okunup yazılmaktadır. Ozon kelimesini oluşturan harfler, Cin Suresi’nin 6. ayetinde yan yana geçmektedir. Üstelik bu ayetten sonraki ayetlerde ise, gökyüzünün “koruyucu” özelliğine dikkat çekilmektedir:
Doğrusu Biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla (parlak yıldızlarla) kaplı (doldurulmuş) bulduk. (Cin Suresi, 8)
Ayette gökyüzü ile ilgili tarif edilen “koruyucu”luk, atmosferin ozon tabakası ile çok örtüşen bir açıklamadır. Çünkü ozon, gökyüzündeki koruyucu tabakadır ve Dünya’yı tehlikeli güneş ışınlarından korumaktadır.

Ozon kelimesini oluşturan harflerin yan yana gelmesi, üstelik de ardından gelen ayette gökyüzünün “koruyucu” özelliğinden bahsedilmesi tesadüflerle açıklanamaz. Bu Rabbimiz’in Kuran’da yarattığı mucizelerden biridir.
 


Şunu asla unutmamak gerek "Tesadüf diye bir şey yoktur!!" mutlaka bu ALLAHın "Düşünen bir topluluk için apaçık olan ayetleridir"



 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın..

Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

31 Temmuz 2016 Pazar

Kur'an Mucizeleri - Dişi bal arısı

Dişi bal arısı





  Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evleredin. – Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 68-69)
 
  Her arının çok fazla görevinin olduğu arı kolonilerindeki tek istisna erkek arılardır. Erkek arılar ne kovanın savunmasına, ne temizliğine, ne besin toplamaya, ne de petek veya bal yapımına bir katkıda bulunurlar. Erkek arıların kovan içindeki tek fonksiyonları kraliçe arıyı döllemektir.109 Çiftleşme organları dışında diğer arılarda bulunan özelliklerin hemen hemen hiçbirine sahip olmadıkları için erkek arıların kraliçe arıyı döllemekten başka bir iş yapmaları da mümkün değildir.
Koloninin tüm yükü üzerinde bulunan işçi arıların ise, kraliçe arılar gibi dişi olmalarına rağmen yumurtalıkları gelişmemiştir, yani kısırdırlar. Kovanın temizliği, arı larvalarının ve yavrularının bakımı, kraliçe arı ve erkek arıların beslenmesi, bal yapılması, peteklerin inşası ve onarım işleri, kovanın havalandırılması, kovanın güvenliği, nektar (bal özü), polen (çiçek tozu), su, reçine gibi malzemelerin toplanması ve bunların kovanda depolanması gibi görevleri vardır.

  Arapçada iki çeşit fiil kullanımı vardır ve fiillerin bu kullanımlarından, öznenin erkek mi yoksa dişi mi olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim yukarıdaki ayetlerde arı için kullanılan fiiller (altı çizili kelimeler), fiilin dişi için olan şekliyle kullanılmıştır. Böylece Kuran’da bal yapımında çalışan arıların dişi olduğuna işaret edilmektedir.110

  Unutulmamalıdır ki arılarla ilgili bu gerçeğin bundan 1400 sene önce bilinmesi mümkün değildir. Ama Allah bu gerçeğe dikkat çekerek Kuran’ın bir mucizesini daha bize göstermiştir.
109. Hayvanlar Ansiklopedisi-Böcekler, Phoesbus Publishing Company, İstanbul, 1979, s. 97.
110. Dr. Mazhar U. Kazi, 130 Evident Miracles in the Qur’an, Crescent Publishing House, New York, ABD, 1998, ss. 68-69.



 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın.. Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

23 Haziran 2014 Pazartesi

Gökyüzünün Tabakaları

 

 

Birbirleriyle uyumlu bir şekilde (tabakalar halinde) yedi göğü yaratmış olan odur. Merhametli olanın yaratmasında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevirip gezdir. Herhangi bir çarpıklık(çatlaklık) görüyor musun? (67: 3)

 

  “Gök” diye çevirdiğimiz Arapça’daki “sema” kelimesinin aynen Türkçe’deki “gök” kelimesi gibi tüm Dünya’nın üstünü tarif ettiğini daha önce söyledik. Nasıl Türkçe’de “gökteki bulutlar” tamlamasında göğü Dünya’nın yakın üstü olarak, “gökteki yıldızlar” tamlamasında ise göğü, Evren’in tümü olarak kullanıyorsak, aynı şey Arapça’daki “sema” kelimesi için de geçerlidir. Bu yüzden Kuran’ın göğün yedi kat olduğu açıklamasıyla, Evren’de yedi ayrı tabakanın, yedi ayrı boyutun veya yedi ayrı çekim alanının olduğu düşünülebilir. Fakat Dünya’nın Atmosfer’ini incelediğimiz zaman çıplak gözle sıradan bir yapıda olduğu zannedilebilecek olan Atmosfer’in, apayrı tabakalardan oluştuğunu farkediyoruz.

 

 Ayette “birbiriyle uyumlu bir şekilde” diye tercüme ettiğimiz tabaka kelimesi hem bu anlama, hem de “tabakalar halinde” anlamına gelmektedir. Nitekim bu kelime Türkçe’ye de geçmiştir ve “mutabık” kullanımıyla ilk anlamı, “tabaka” kullanımıyla ikinci anlamı ifade etmektedir. Ayetin ifadesiyle Atmosfer’imizin uyumlu, farklı tabakalardan oluştuğu gerçeği tamamen mütabıktır (uyumludur). Peygamberimiz dönemindeki bilim seviyesiyle ile bu gerçeğin bilinmesi imkansızdır. Atmosfer’in bu şekilde tarifinin rastgele bir şekilde söylenen bir ifadeyle uyum göstermesi de akla aykırıdır. Görüldüğü gibi Kuran’daki bu ayetin en azından bir işareti Atmosfer’deki tabakalardır. Ayrıca tüm Uzay’da da farklı tabakalar, farklı boyutlar olduğu da düşünülebilir.

 

 Allah’ın ayrı ayrı tabakalar yaratması ve bu tabakaların birbiriyle uyumu, atomun mikro seviyesinden makro seviyesindeki Evren’imize kadar gözlemlenebilen bir olgudur. Atomu incelediğimizde de çekirdeğin etrafında elektronların oluşturduğu tabakalara, yörüngelere rastlarız. Atomun içindeki bu yörüngelerin maksimum yedi tane olabilmesi, yediden fazla yörüngeli atomun bulunmaması da ilginçtir.

 

 Yedi sayısının diğer bir özelliğine de dikkat etmemiz gerekir. Arapça’da yedi sayısı aynı zamanda çokluğu ifade etmektedir. “yedi tabakalı gök” tabiriyle “yedi adet gök” anlaşılabileceği gibi “birçok gök” de anlaşılabilir. Arapça’daki bu özelliği tarih boyunca birçok araştırmacı belirtmiştir. Ayrıca Kuran’da Lokman Suresi 21. ayette “yedi deniz” tabiri geçmesi, Tevbe Suresi 80. ayette Peygamber’e hitaben “Onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları affetmeyecektir.” denmesi; yedi, yetmiş sayılarının Türkçe’deki yüz sayısı gibi çokluk ifade etmek için de kullanıldığı kanısını güçlendirmektedir. 7 rakamının benzer şekilde kullanımına eski Yunan’da ve Roma’da da rastlayabiliriz.

 

ATMOSFER’İN TABAKALARI VE HİZMETLERİ


 Atmosfer’i incelediğimizde birbirinden ayrı tabakalar halinde katmanlarının olduğunu görüyoruz. Atmosfer’in bu katmanları Dünya’mızda hayatı olanaklı kılmaktadır. Bu tabakalardan herhangi birinin yokluğu Dünya’daki hayatı sekteye uğratacak ve canlılığın yok olmasına sebep olacaktır. Evren’in her yerinde kusursuz sanatını gösteren Allah, Atmosfer’de yarattığı tabakalarda da sanatını göstermekte ve buna ayetlerle dikkat çekmektedir. Her tabaka kendisine verilen görevi yerine getirmekte ve Atmosfer’in katmanları arasında paylaştırılan iş bölümüne uyumlu bir şekilde katılmaktadır. Atmosfer’deki cansız atomların bilinçli bir varlık gibi insana hizmet etmeleri, Allah’ın bizlere olan merhametinin bir sonucudur. Alıntıladığımız ayette Allah’ın merhametinin vurgulanması bu dediğimizi desteklemektedir.

 Atmosfer’in Dünya’mıza en yakın katmanı Troposfer’dir(1). Bu tabakanın kalınlığı kutuplarda 6 km’ye kadar inmekte, ekvatorda 12 km’ye kadar çıkmaktadır. Hava olayları Troposfer’in 3-4 km’lik kısmında oluşur. Atmosfer’in gazlarının %75’i bu katmandadır. Troposfer’in üzerinde 50 km. kadar yüksekliğe uzanan Stratosfer (2) vardır. Üçüncü olarak Ozonosfer (3), Ozon Tabakası olarak da anılır ve canlılar için öldürücü etki yapan mor ötesi ışınları tutar. Bunun üzerinde Mezosfer(4) vardır. Mezosfer’in üstünde Termosfer(5), Termosfer’in üzerinde yeryüzünden 500 km kadar yükseklikteki İyonosfer(6) vardır. Bu tabaka radyo dalgalarını yansıttığı için yeryüzündeki haberleşmeyi mümkün kılmaktadır. Atmosfer’in en üst katı ise Ekzosfer’dir(7) ve 10000 kilometreye kadar uzanır. Bu katmanda gaz oranı iyice azalmış ve iyonlara ayrılmış durumdadır. Görüldüğü gibi Atmosfer’i 7 tabakaya ayırıp incelememiz mümkündür. Fakat bazı araştırmacılar eğer bu tabakalardan bir kaçını birleştirip incelerlerse 7 sayısının değişmesi mümkündür. Fakat o zaman da ayetteki 7 sayısının çoğul ifadesi düşünülüp, ayetin mucizevi işaretinde bir değişiklik olmaz. 7 sayısının böylece iki türlü değerlendirilmesi, hem “7 katman” izahıyla mutabık olmaktadır, hem de itiraz olarak gelebilecek diğer sınıflandırmalara cevap vermektedir. Tek bir ayetin tek bir kelimesinde bile sayılamayacak kadar incelik olduğu Kuran’ı iyice araştırdıkça ortaya çıkmaktadır.

Her durumda Atmosfer’in ayrı ve uyumlu tabakalardan oluştuğunu söylemek son yüzyıllarda mümkün oldu. Kuran’ın indiği dönemlerdeki bilimsel seviye ile Atmosfer’in katmanlarının incelenmesi ve katmanların var olduğunun söylenmesi mümkün değildir. Fussilet suresi 12. ayette söylenen “… Her göğe kendi iş ve oluşunu vahyetti” ifadesi de katmanların incelenmesiyle anlaşılmakta ve her tabakanın ayrı bir görevle donatıldığı anlaşılmaktadır. Her tabakanın üzerine düşen görevi yerine getirmesi sayesinde Dünya’mızda yaşayabiliyoruz..

 

 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın..

Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş