(Zionism) Kudüs’ün eski adı olan "Sion" kökünden kaynaklanmakta olup
dilimize Fransızca’daki "sionisme" kelimesinden geçmiştir. XIX. asır
sonlarmda yahudilerce ortaya atılmış bir akımdır. Filistin’de bağımsız
bir yahudi devletinin kurulmasını ön görür, yahudi milliyetçiliğine
dayanır.
Siyonizm,dünyadaki bütün yahudilerin esasında Filistin'de bir
yahudi devleti kurulması gerektiğini iddia eden ve bu idealle siyasi
mücadele veren harekettir.Siyonizm'in ilk siyasi hareketi Theodor
Herlz'in öncülüğünde 1897'de Basel'de toplanan 1.Siyonist Kongre
gösterilebilir.Herlz,Sultan II.Abdülhamit ile de görüşür.Sultan II.
Abdülhamit ile görüşüp yahudilere Filistin topraklarını satmasını
ister.Ve bu yahudi devleti konusunda hem siyonist hem de çok milliyetçi
bir yaklaşım sergilemektedir.
Şimdi bu kongrede ilk kez yahudilere bir toprak verilmesi fikri
ortaya çıkmıştır.İlk olarak Tevrat'ta da geçen Babil ya da diğer adıyla
Irak düşünülmüştür.Ama İngiltere'nin muhalefeti ile karşılaşınca
olmamıştır.Sonra Uganda ve Kıbrıs gibi yerler önerilmiş ama
siyonistler,Tevrat'ta da geçen Kutsal Kudüs'ü istemişlerdir.Bu arada
İngiltere'de evanjelik inançları gereği yahudilere yahudileri
destekleyenler olmuştur.Şimdi Shaftesbury Kontu Lord Anthony Ashley
Cooper(kendisi çok ateşli dispensalisttir),dönemin dışişleri bakanı Lord
Palmerton'u yahudilere bir devlet kurulması hususuna çekmeyi
başarmıştır.Zaten önceden yaşadıkları olumsuz tecrübelerden dolayı
İngiliz Yahudiler,Avrupalıların kendilerini sevmediğini ve kendilerinden
kurtulmaya çalıştıklarını düşünmüşlerdir.
Aynı yıllarda bu yahudi devleti kurma hususuna paralel olarak
Amerika'da Darby'nin müritlerinden biri olan ve dönemin çok satan kitabı
''İsa Geliyor''un yazarı William Eugene Blackstone Başkan Benjamin
Harrison'a mektup yazmıştır.Bu mektupta Filistin'de bir yahudi devleti
kurulması konusunda desteğini istemiştir.Ve Blackstone,J.P. Morgan ve
John David Rockefeller(İlluminati piramidinin en tepesindeki aile ve
Lucifer(iblis)'e yakın olan aile) ve 413 etkin isimden destek imzası
toplamıştır.Sonra Herlz'in ölümünden sonra Siyonist Kongre'nin başına
1895 yılında Chaim Weitzman geçmiştir.Weitzman,muhafazakar parti lideri
Lord Arthur James Balofur'a ulaşmış ve siyonizme destek vermesini
sağlamıştır.Zaten Balfour da çocukluğunda dispensalist öğretilerle
yetişmiştir.Ve Balfour 11 yıl sonra dışişleri bakanıyken Balfour
deklarasyonu yayınlar.Ve siyonizm için yeni dönem
başlamıştır.Deklarasyon metnindeki ifadelere bakalım:
''Majesteleri hükümeti Filistin topraklarında yahudilere yurt
olacak bir devletin kurulması hususunda elinden gelen çabayı
gösterecektir.Ancak mevcut yahudi olmayan halkın inanç ve kamu hakları
gözetilecektir.''
2 Kasım 1917
Lord Balfour,büyük bir mutlulukla çıkarttığı kararı bilin
bakalım kime göndermiştir?''Dönemin Siyonist Kongre Başkanı Lord
Rothschild''e göndermiştirBuraya Dikkat!(İkinci illuminati piramidinin
üstümdeki Lucifer(iblis)'e yakın aile)(bu linke tıklayıp Rothschild kara para imparatorluğu hakkındaki yazımı okuyabilirsiniz.. kendileri dünyanın en zengin ailesi konumunda) Sonra ne oldu?Bu deklarasyonla
Avrupa'dan Filistin'e göçler başladı.Amerikan basını takdirle
karşıladı.11 Haziran 1922 tarihli New York Times,bu göçmenleri New
England ve Jamestown gibi Amerikan şehirlerinin kuran ilk Amerikalılara
benzetti.Sonrası bu gazete yahudilerin o topraklara refah ve medeniyet
taşıyacağını yazmıştır.Bu deklarasyon Lloyd George başbakanlığı
döneminde imzalandı.Siyonizm sempatizanlığı var Lloyd
George'de.Çocukluğu zaten baptist bir ortamda geçmiştir.Pazar okulları
ona yahudi davasına karşı doğal bir sempati vermiş.Kendi tarihinden çok
İbrani tarihini bildiğini,birkaç İngiltere kralı sayabilecekken İsrail
krallarının tamamını sayabileceğini söylemiştir.
Yalnız şu da unutulmamalıdır.''Mill Menfaatler'' itirafından
yola çıkarak Lloyd George,aslında İngiltere'nin siyonizme
desteği,Amerikalı yahudilerin sempatisini kazanıp ABD'yi I.Dünya
Savaşı'nda kendi tarafına çekmek için yapıldığı da söylenebilir.Bu arada
İsrail'in ilk başbakanı olan David Ben Gurion,Britanya ile savaşmak
için Osmanlı Devleti adına bölük kurmaya çalışıyor.Görülüyor ki
İngilizler ABD'yi kendi tarafına çekmiş,bölük kurulmadan Osmanlı
Devleti'ni dağıtmışlardır.Şimdi evanjelistlerin,siyonistlere desteğine
bakalım.Evanjelistler,evanjelik inançları gereği siyonistleri
desteklemektedir.Nedir bu inanç?Mesih'in gelmesi için kıyametin kopması
gerektiği inancıdır.Kıyametin kopması da Filistin'de yahudi devletinin
kurulması şartına bağlıdır.Bir de evanjelistler bu ideali,siyonistlerden
daha ateşli savunurlar.Şimdi I.Siyonist Kongre'den sonra II.Siyonist
Kongre toplanmıştır.Tuhaf olan bu kongreye katılanların hepsinin
hıristiyan olmasıdır.I. Hiristiyan Siyonist Kongresi desek daha uygun
olur.Kongrede alınan karar İsrail'in işgalindeki Batı Şeria Bölgesi'nin
ilhak edilmesidir.Uluslararası Hıristiyan Elçiliği temsilcisi Van Der
Hoeven ''İsrail kurulmalı.Biz Tanrı'nın ne söylediğine bakarız ve Tanrı o
toprakların yahudilere ait olduğunu söylüyor.'' Ve İsrail
kurulur.
Arz-ı Mev’ud (Tanrı’nın vaad ettiği topraklar) diye tabir edilen bölge
Siyonizm
hakkında kısaca bir bilgi verdikten sonra Siyonizm’in son 150 yılda ne
aşamalar kaydettiği, üzerinde yaşadığımız coğrafya ve insanlık için ne
kadar tehlike arz ettiğini anlamaya çalışalım.
Siyonizm’in tarihi
her ne kadar milattan öncelere gitse de, dünya çapında ses getirecek ve
şu an günümüzde dahi etkilerini hissettiren sistemin kurucusu olarak
Theodore Herzl ismini zikredebiliriz. Herzl, Yahudilerce Siyonizm
hareketinin babası ve İsrail Devleti’nin kurucusu kabul edilmektedir.
Theodor Herzl, 19. asır nihayete ererken Viyana’da “Neue Frie Presse”
(Yeni Hür Basım) ismiyle yayınlanan gazetenin Paris muhabirliğini
yapmakta idi.
Theodor Herzl’in yazmış olduğu Der Juden Statt (Yahudi Devleti) isimli eserin ilk sayfası
Gazetecilik
mesleğinden istifade ederek, Batı’daki nüfuzlu Yahudi ailelerin
durumlarını inceden inceye tetkik etti. Neticede, Yahudilerin Filistin’e
dönmek için kuvvet ve kudretlerinin kafi gelebileceğine hükmetti. Bunun
için önce fikirlerini yaymak gerekiyordu. “ Der Juden Statt” yani “Yahudi Devleti” ismiyle,
Almanca bir kitap yayınladı. Böyle bir davanın muzaffer olabilmesi için
3 esasın olması gerektiğini düşünüyordu. Bu üç esas ise şunlardı: Fikir, Kadro, Para!..
Theodor
Herzl, fikirlerini duyurmak için 1897 yılında İsviçre’nin Basel
şehrinde bir Yahudi Kongresi topladı. Bu, Yahudilerin Filistin’e dönme
haraketini temsil eden siyonizmin ilk kongresidir. Birinci Dünya
Siyonist Kongresi sonunda yayınlanan Basel Deklarasyonu’na göre,
Filistin’de bir “yurt” edinilmesi için çalışılacak, Dünyadaki Yahudiler,
dernekler organize olacaklar, Yahudi “milli duygusu” Güçlendirilecek ve
devletlerin desteğini sağlamaya çaba gösterilecekti. Basel Kongresi
politik Siyonizm’i doğurarak Dünya Siyonist Örgütü’nü de vücuda getirmiş
oldu.,
Theodore Herzl, Siyonist Kongre vasıtasıyla aynı fikir
etrafında toplanan bir kadronun teşekkülünü sağlamıştı. Şimdi sıra Para
da idi. Para mevzusunu da Almanya’da ticaret ile uğraşan dünyanın sayılı
zengin ailelerinden Rochild’i çeşitli şantaj ve tehtid ile yanına
alması ile sağlamış oldu.
Fikir,
Kadro ve Para gibi bu 3 esası yerine getirdikten sonra bu ırkçı
emperyalist akım gözünü Osmanlı Toprakları içerisinde yer alan Filistin
bölgesine dikmişti. Fakat para karşılığında Osmanlı Devleti’nin zor
zamanında toprak satacak diye bekledikleri Osmanlı Sultanı İkinci
Abdülhamid, köküne kadar şahsiyet abidesi kişiliği ile para karşılığı
Filistin’de toprak isteyen Siyonist heyeti huzurundan kovmuş ve onlara
şu tarihe geçen sözlerle yanıt vermiştir. “Atalarımın kanlarıyla
sulayıp aldıkları toprakları ben parayla satmam, Filistin’in
Osmanlı’dan kopmasını görmektense vücudumdan bir parça koparılmasını
tercih ederim. Çabuk huzurumdan defolun”. İşte bu sözlerinden
dolayı bugün Filistin halkı, Sultan Abdülhamid’in ismini andıkları zaman
isminin sonuna r.a. (Allah ondan razı olsun) sözünü eklemektedirler.
1897’de Basel’de toplanan Siyonist Kongrenin 100 yıllık hedeflerini 3 ana başlık halinde toplayabiliriz.
1 – İlk 50 yılda Filistin’e yerleşimi sağlamak, ileride kurulacak devletin temellerini hazırlamak.
Kendilerine
para karşılığı toprak satmayan Osmanlı Sultanı İkinci Abdülhamid’i tüm
nüfuzlarını kullanarak tahtından indirmek (-ki Sultan Abdülhamid’in
tahttan indirilme hadisesinde, hal’ fetvasını padişaha arz eden heyette
Selanik Mebusu Yahudi Emanuel Karasu’nun bulunması bunun en bariz
misalidir) ve Osmanlı Devleti’nin yıkılmasını sağlamak böylelikle
Filistin bölgesine yerleşmek. 1917 tarihinde İngilizlerin bölgeyi işgali
ile bu göç hareketine start vermişlerdir.
İsrail’in ilk cumhurbaşkanı Ben Gurion İsrail Devleti’nin kuruluş bildirisini Theodore Herzl’in fotoğrafı altında okurken
2 – İkinci 50 yılda İsrail isminde bir devlet kurmak.
Dünya
Siyonizmi, İkinci Dünya Savaşını tanzim ederek tüm dünyanın dikkatini
savaşa çekmişlerdir. Bu vesileyle o kargaşa ortamında İsrail
Devleti’nin bağımsızlığını ilan etmişlerdir. Kurulan İsrail devletini
koruması için de Birleşmiş Milletleri vücuda getirmişlerdir. Bu tarihten
sonra Büyük İsrail Devleti’ni kurmak için faaliyetlerini kademe kademe
hızlandırmışlardır.
3 – 1897 Basel Kongresinin 100. yılında Büyük İsrail Devleti’ni kurmak.
Büyük
İsrail Devleti diye tarif edilen bölge Arz-ı Mev’ud (Tanrı tarafından
vaad edilen topraklar) ki bu bçlge Nil ile Fırat arasındaki bölgeyi
kapsamaktadır. Bu bağlamda bölgede yıllarca çeşitli taşeron terör
örgütleri kurmuş ve desteklemişlerdir. Bunlardan en bilineni ASALA VE
PKK Terör örgütleridir. Fakat bu planlarının tutmadığını 1997 yılında
dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Morton Abramovitz “Türkiye’deki hükümet
D-8’i (İslam Birliği) kurarak Büyük İsrail hayalimize son verdi” demiştir.
Yine bu acı pişmanlığa bir misal de 2009 yılında dönemin İsrail
Başbakanı Olmert’in, Gazze’de başarısızlığa uğramaları sonucu “Büyük İsrail Devleti projesi çökmüştür” diyerek istifa etmesidir.
Siyonizm’in
niye tüm dünya insanlığı tarafından bir felaket olduğu, İkinci Dünya
Savaşı’nda Avrupa’da istenmeyen topluluk olarak Yahudilerin görünmesinin
nedenlerini öğrenmek isteyenlerSiyon protokollerine bakmalıdırlar. 22 maddelik bu protokolün ilk 9 maddesi bütünü hakkında karar vermemizi sağlayacaktır;
1. Gelecek nesilleri, ahlâka aykırı, telkinlerle ifsat etmeli, bozup yozlaştırmalı
2. Aile hayatını yıkmalı,
3. İnsanlara aşağı sınıflarla tahakküm etmeli, azınlıkları kışkırtıp üste çıkarmalı
4. Sanatı zayıflatarak, edebiyatı müstehcen ve şehevî hale sokmalı,
5. Mukaddesatı, hürmeti yıkmalı, hürmetle anılan kimseler hakkında rezilâne vak’alar uydurulmalı,
6. Hudutsuz bir lüks, baş döndürücü modalar icad etmeli, çılgınca sarfiyatı teşvik etmeli, herkesi borçlandırmalı
7. Kalabalıkların vakitlerini, eğlencelerle, oyunlarla oyalamalı, herkes düşünmekten alıkonulmalı,
8. Müfrit (aşırı) nazariyelerle, halkın fikirleri zehirlenmeli, gürültü ve kargaşalıklar çıkarılmalı,
9. Umumi hoşnutsuzluklar meydana getirilmeli, içtimai (sosyal) sınıflar arasına kin ve itimatsızlık sokulmalı
Theodore Herzl’in, “Der Juden Statt” isimli eserinin Türkiye ile ilgili olan kısmını, 1965’te İlahiyat Doçenti merhum Yaşar Kutluay “ Siyonizm ve Türkiye” ismiyle
yayınlamıştır. Okunmasını tavsiye edeceğimiz bu eserin yazarı Yaşar
Kutluay’ın ölümü de esrarengiz olmuştur. Yine bu bağlamda Hayim Naum
ismini zikretmemiz gerekmektedir. Hayim Naum Lozan Antlaşması esnasında
İsmet İnönü tarafından Lozan’a götürülmüş Mısır Hahambaşı’sıdır.
İnönü, Hayim Naum’u Lozan’a götürerek batılı devletlerin Türkiye’ye
karşı olan sert tutumunu yumuşatmak istemiştir. Fakat Haim Naum, gizli
kapılar ardında batılılarla anlaşarak şu meşhur 7 maddelik doktrinini
sunmuş ve batılı devletleri Lozan’da ikna etmiştir. Bu 7 Maddelik Haim
Naum Doktrini nedir peki?
1 – Türkiye’de işsizliği arttıracaksınız
2 – İnsanları aç bırakacaksınız
3 – Borca esir edeceksiniz
4 – Dininden uzaklaştıracaksınız
5 – Mezheb, ırk ve siyasi görüş olarak böleceksin
6 – Böldüğün parçaları birbirleriyle çarpıştıracaksın
7 – Bu parçalanmış ve yeterince yumuşamamış lokmaları alıp Siyonizm’in hizmetine sokacaksın.
KAYNAKLAR
• Yaşar Kutluay, Siyonizm ve Türkiye, Çatı Yayınları
• Sedat Demir, Yahudi Devleti, Ataç Yayınları
• Kadir Mısıroğlu, Bir Mazlum Padişah; Sultan İkinci Abdülhamid, Sebil Yayınları
• Lütfü Akdoğan, Siyon Protokolleri, Tercüman Gazetesi
• Nasuhi Güngör, Yenilikçi Hareket, Anka Yayınları
• Refik Şakir En-Nedşe, II.Abdülhamid ve Filistin, Semerkand Yayınları
Siyon
Protokolleri ve Hayim Naum Doktrini Ülkemiz ve Dünya üzerinde yaşayan
insanların iyi bilmesi ve buna karşı önlem alması gereken hususlardır.
Ülkemiz ve ülkemizin bulunduğu bölgede yaşayan devletler, bu coğrafyada
varlıklarını devam ettirmek istiyorlar ise; Siyonizm’in kirli emellerine
karşı önlem almalı ve Siyonizm karşısında ABDÜLHAMİDİ BİR DURUŞ
sergilemelidir.