Hiram Usta
Masonluk sembolizminin en temel kavramları “Süleyman Mabedi”, “Hiram Usta” efsanesi, “Jakin ve Boaz sütunları”dır.
Hiram Usta hikâyesi bu konuyu inceleyenler için çok
popüler bir konu haline geldiğinden, olayı detaylıca inceleyeceğim. “Hz.
Süleyman, tunç işçiliği yapmakta olan Hiram’ı Sur’dan getirtti. Hiram
sağduyulu, zeki ve bilgili bir insandı. Hz. Süleyman’ın yanına geldi ve
onun bütün işlerini yaptı.”(Krallar Kitabı1,13-14)
XV. yüzyıldan kalma Cooke ve XVII. Yüzyıldan kalma
Old Charges’ın Tew el yazmaları gibi eski metinler, tapınağın
yapılışından ve Sur’lu Kral Hiram’dan söz etmektedir: Kendisi geometride
çok ustadır ve yapı işinin büyük yetkilerle yönetilmesi ona
verilmiştir.
Hz. Süleyman’ın yapı işlerini yönetmek görevini
kendisine vermiş olduğu Adoniram, Adoram ya da Hiram o kadar büyük
sayıda işçiye para ödemekteydi ki, bunların hepsini tanıyamıyordu. Bunun
üzerine, ayırd edebilmek için, bunların herbiriyle başka başka
parolalar, işaretler, el değdirmeler saptamıştı…
Üç kalfa, hakları olmadığı halde usta günlüğü almak
istiyordu. Parola(tanrı anlamına gelen) Yehova idi ama onlar
bilmiyorlarlardı. Adoniram’ı yalnızken görünce ondan bu parolayı
istemeye, alamazlarsa öldürmeye karar verdiler. Bu amaçla biri Güney’de,
biri Kuzey’de, sonuncusu da Doğu’da (Maşrıkta) olmak üzere, tapınağın
içine saklandılar. Adoniram her zamanki gibi Batı kapısından içeriye
girmişti. Güney kapısından çıkmak isteyince üç kalfadan biri ona usta
parolasının ne olduğunu sordu. Beri yandan da elinde tuttuğu ya da
çekici ona doğru kaldırmıştı. Hiram: “Ben usta parolasını böyle
öğrenmemiştim” dedi. Bunun üzerine kalfa elindeki çekici onun kafasına
vurdu. Fakat güçlü vuramamıştı. Hiram kuzeye kaçtı, oradaki ikinci kalfa
da aynı şeyi yaptı. Fakat ikinci vuruşla da ölmemiş olduğundan en son
Doğu kapısına kaçtı ve son kalfa da ona aynı soruyu sorduktan sonra onu
öldürdü. Ondan sonra üç kalfa da onu gömmek için bir araya geldiler.
Fakat henüz karanlık bastırmamış olduğundan cesedi götürmeye cesaret
edemediler. Onu bir taş yığının altına gizlediler. Gece olunca cesedi
alıp dağa götürdüler ve oraya gömdüler. Yeri sonra yine bulabilmek için
bir akasya dalı keserek mezarın üstüne koydular.
Hz. Süleyman dokuz gün boyunca Hiram’ı görmeyince,
dokuz ustaya: “Gidin onu arayın” dedi. Bu ustalar emirleri harfiyen
yerine gtirdiler. Uzun süre aradıktan sonra dinlenmek için, mezarın
bulunduğu yerin yanına gittiler. İçlerinden biri rahat oturabilmek için
akasya dalını tutmak istedi ama dal elinde kaldı. Nedenini öğrenmek için
yeri kazınca Hiram’ın cesedi ile karşılaştılar.
Bunlardan birisi cesedi parmağından tuttu ama derisi
soyuldu, elinde kaldı. İkincisi de başka bir parmağından tuttu o da
soyuldu. Sonuncu ise bileğinden tuttut ama o da soyuldu. Bunun üzerine
“Maşnak” diye bağırdı ki bu masonlara “Et kemikten ayrılıyor, beden
çürümüş” demektir. Bunun üzerine “Maşnak” yeni parola oldu. Hemen olup
bitenlerin hepsi Hz. Süleyman’a anlatıldı. Hiram’a olan saygısı yüzünden
Süleyman “Gidin onu gömülü olduğu yerden tapınağa getirin” dedi.
Sonra onu büyük bir törenle oraya gömdüler. Tören
sırasında bütün ustalar, içlerinden hiçbirinin eli şeflerinin kanına
bulaşmadığını göstermek için beyaz deriden önlükler takıp beyaz deriden
eldiven giymişlerdi.” Bu yüzden masonlar törenlerinde aşağıdaki beyaz
eldivenleri giymektedirler. Yan tarafında ise diğer ayin kıyafetleri de
bulunmaktadır.
Hiram Usta taş ustası mıydı bu arada? Neyi örüyor bu adam yahu derseniz, klasik bilgisiz masonlar ya da bilgili ama ketum olanlarından şu cevabı alabilirsiniz, Hz. Süleyman’ın tapınağını derler..
Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın.. Youtube Kanalım >>> Eyüp Ertaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder