Tapınak Şövalyeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tapınak Şövalyeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mart 2014 Cumartesi

Altı Köşeli Yıldız'ın (Hexagram) Anlamı



Davud yıldızı, Davut yıldızı, Israil, Heksagram, hexagram, sion, siyon yıldızı

Davud Yıldızı Nedir, Ne Anlama Gelir?

  Üst üste gelmiş iki üçgenle oluşturulmuş altı köşeli yıldız olarak bilinir Heksagram (hexagram). Dünyadaki birçok kültürde yer almış bir semboldür. Beş kollu yıldızdan daha çok tanınmıştır. Yahudi inancının ayrılmaz bir sembolü olan bu sembol, İsrail halkının dini ve tarihsel geçmişinde oynadığı rollerden ötürü Siyon yıldızı ya da Davut'un yıldızı olarak adlandırılmıştır.

  Bugün de İsrail devletinin askeri ve sivil bütün organlarının simgesi olduğu gibi, İsrail devletinin bayrağının sembolüdür.[1] Ayrıca, Kızılay ve Kızılhaç gibi bir yardım kuruluşu olan Kızıl Siyon Yıldızı'nın da simgesi olarak göze çarpar.

  Geleneksel olarak yapısı iki ana anlatımla açıklanmaktadır. İlki üst kısma ait köşedir ki dişi unsurdur ve “su” olarak simgelenir. Diğeri de alt kısma ait köşedir ve erkil unsurdur. Bu da “ateş” olarak tasvir edilir. Burada sunular su ve ateş, birlikte gizemli, uyumlu bir düalite düzenini gösteren kombinezon olarak yorumlanmıştır. Kozmolojik yorumunda ise ateş ve su düalitesinin karşısında yer alan “hava” ve “toprak” sembolleriyle birlikte dört elementi bir araya getiren sembol olarak düşünülmüştür. Simya ilminin sembolleri arasında bu dört unsurun hepsinin genellikle başlıca ana madde olarak tasvir edildiği düşünülürse eski çağlarda yapılan bazı büyü uygulamalarında kullanıldığı ve bu uygulamaların günümüze kadar geldiği ezoterizme ait bilgilerde yer almaktadır.

  Yine Yahudi inancına göre Tetrakrammaton olarak bilinen YHWH (Yahveh) tanrının isminin dörtlü kısa yazılımının hegzagramla ifade edildiği kesinlik kazanmaktadır.[2] Talmud'da verilen bilgilere göre, kötü ruhları kontrol etmek amacıyla Kral Süleyman'a verilen sihirli yüzük üzerinde Tanrı'nın en kutsal ismi olan YHVH isminin (Tetrakrammaton) tek tek işlenmiş olduğu ifade edilir.[3]


  Yahudi Kutsal Kitabına göre, “Golyat” adlı bir devlet ile savaşırken [4], küçük yaştaki Davud'u koruyan kalkanın üzerine onun ismi göstere bir altıgen motifi işlenmişti.[5] Aslında Megan, İbranice'de kalkan anlamına gelir. "Megan David" de Davut'un Kalkanı anlamını taşır. Bu yıldızın Kral Davud'un kalkanının üzerinde olmasından ötürü heksegrama daha sonradan Megan David ismi verilmiştir.[6]

  Magen David Yahudilik simgesi olarak ilk kez 1933'te Prag Yahudi Cemaati tarafından onaylanıp, kullanılmış ve bu cemaatin özel ve resmi sembolü olarak kabul edilmiştir. Bu sembolün diğer komşu Bohemya cemaatleri yoluyla Viyana'ya kadar ulaştığı varsayılmaktadır. Viyana'nın eski Yahudi mahallesiyle Hıristiyan Mahallesi arasındaki sınırı belirleyen yerin üzerine bir Davud yıldızı oyulmuştur. 1656 tarihli ünlü Dikilitaş bugün hala ayaktadır.[7].

Siyon yıldızı ya da Magen David'in önemi Kabala ile ortaya çıkmıştır. Ünlü Kabalist (kabala yorumcusu) Gershon Sholem, bu sembolle ilgili şunları söyler:

“Hıristiyan dünyasınca kabul edilen Haç'a karşılık Yahudilerin de özgün bir sembol benimsemeleri ihtiyacı doğmuştu. Haç'ın ifade ettiği anlama sahip olmasa da, Magen David yaygınlıkla tanınıp sevilmiş bir şekildi ve Yahudi dünyasına kendini kolaylıkla kabul ettirmişti.” [8]
 

  Yanda 1970'li yılların ortalarında İsrail'deki arkeolojik kazılarda, Bet-El yöresindeki M.Ö. 10 ila 20 yıllarına ait bir yapıda bulunan altı köseli yıldız, yüzyıllardan beri, Yahudi ve Masonların kullandıkları ortak simgelerdir. Bronz çağına (M.Ö. 3200 – 1200) dayanan bir geçmişi olduğu düşünülen bu motiflerin benzerleri Kineret Gölü kıyısında, 2. yüzyıldan kalan Kfar-Nahum Sinagogu'ndaki oyma kalıntılarda bulundu.[9]

 Bazı Peygamberler ve Bazı Müslüman Padişahlarda Kullandı

 Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. 

 Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır.

http://www.ceddimizosmanli.net/wp-content/uploads/2012/11/Teke-Beyligi-Sancagi.jpg 
 Teke Beyliği Sancağı

candarogullari-beyligi-sancagi                                                        Candaroğulları Beyliği Sancağı

Karamanoğulları beyliği bayrağı
                                                      Karamanoğulları Beyliği Sancağı

  İstanbul’daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde de Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır.

Üsküdar Gülnuş Emetullah Valide Sultan Camii giriş kapısındaki Süleyman Mührü                 Üsküdar Gülnuş Emetullah Valide Sultan Camii giriş kapısındaki Süleyman Mührü

Bu da cehaletimiz !...

 Ortasında bulunan kılıç ise Zülfikar'dır. Zülfikar, Hz. Muhammed (S.A.V)'in damadı ve evliyaların pîri olan Hz. Ali'nin çatal şeklindeki meşhur kılıcının adıdır.

Hayreddin Paşa'nın sancağında, Zülfikar'ın yanındaki “beyaz el” ise “Pençe-i Âl-i Aba”yı yani Hazreti Muhammed (S.A.V.) kızı Hz. Fatma (r.a.) damadı Hz. Ali (r.a.) ile torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) olmak üzere 5 kişiyi temsil eder.
  Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde bulunan sancağının en üstünde “Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih vardır. (Ya Muhammed) Mü’minlere müjde ver” (Saff Suresi 13.) ayet-i kerimesi bulunmaktadır.

  Ortasında bulunan kılıç ise Zülfikar’dır. Zülfikar, Hz. Muhammed (S.A.V)’in damadı ve evliyaların pîri olan Hz. Ali’nin çatal şeklindeki meşhur kılıcının adıdır. Hayreddin Paşa’nın sancağında, Zülfikar’ın yanındaki “beyaz el” ise “Pençe-i Âl-i Aba”yı yani Hz. Muhammed (S.A.V.). 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri kızı Hz. Fatma (r.a.) 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri damadı Hz. Ali (r.a.) ile torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) olmak üzere 5 kişiyi temsil eder.

Barbaros-Hayreddin-Sancagi
  Sancağın dört köşesinde, 4 Büyük Halifenin ; Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali’nin mübarek isimleri bulunmaktadır. Sancağın alt ortasındaki iç içe iki üçgenden oluşan yıldız şeklindeki Hz. Süleyman (A.S.)’ın mührü ise geçmişte yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir.

6-koseli-yildiz

 muhri-suleyman

İstanbul’daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde de Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır.

Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/6-koseli-yildizin-sirri-ve-bilinmeyenleri/
Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır.

Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/6-koseli-yildizin-sirri-ve-bilinmeyenleri/
Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır.

Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/6-koseli-yildizin-sirri-ve-bilinmeyenleri/
Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır.

Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/6-koseli-yildizin-sirri-ve-bilinmeyenleri/
Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır.

Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/6-koseli-yildizin-sirri-ve-bilinmeyenleri/
Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır. Teke Beyligi Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Teke Beyliği Sancağı candarogullari beyligi sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Candaroğulları beyliği bayrağı karamanogullari beyligi bayragi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Karamanoğulları beyliği bayrağı İstanbul’daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde de Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır. Gulnus Emetullah Valide Sultan Camii 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Üsküdar Gülnuş Emetullah Valide Sultan Camii giriş kapısındaki Süleyman Mührü Minber 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Bu da cehaletimiz !… Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde bulunan sancağının en üstünde “Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih vardır. (Ya Muhammed) Mü’minlere müjde ver” (Saff Suresi 13.) ayet-i kerimesi bulunmaktadır. (Altta) Basbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Barbaros Hayreddin Paşa’nın Sancağı Ortasında bulunan kılıç ise Zülfikar’dır. Zülfikar, Hz. Muhammed (S.A.V)’in damadı ve evliyaların pîri olan Hz. Ali’nin çatal şeklindeki meşhur kılıcının adıdır. Hayreddin Paşa’nın sancağında, Zülfikar’ın yanındaki “beyaz el” ise “Pençe-i Âl-i Aba”yı yani Hazreti Muhammed (S.A.V.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri kızı Hz. Fatma (r.a.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri damadı Hz. Ali (r.a.) ile torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) olmak üzere 5 kişiyi temsil eder. Barbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Sancağın dört köşesinde, 4 Büyük Halifenin ; Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali’nin mübarek isimleri bulunmaktadır. Sancağın alt ortasındaki iç içe iki üçgenden oluşan yıldız şeklindeki Hz. Süleyman (A.S.)’ın mührü ise geçmişte yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir. 6 koseli yildiz 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri muhri suleyman 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri

Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/6-koseli-yildizin-sirri-ve-bilinmeyenleri/
Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır. Teke Beyligi Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Teke Beyliği Sancağı candarogullari beyligi sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Candaroğulları beyliği bayrağı karamanogullari beyligi bayragi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Karamanoğulları beyliği bayrağı İstanbul’daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde de Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır. Gulnus Emetullah Valide Sultan Camii 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Üsküdar Gülnuş Emetullah Valide Sultan Camii giriş kapısındaki Süleyman Mührü Minber 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Bu da cehaletimiz !… Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde bulunan sancağının en üstünde “Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih vardır. (Ya Muhammed) Mü’minlere müjde ver” (Saff Suresi 13.) ayet-i kerimesi bulunmaktadır. (Altta) Basbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Barbaros Hayreddin Paşa’nın Sancağı Ortasında bulunan kılıç ise Zülfikar’dır. Zülfikar, Hz. Muhammed (S.A.V)’in damadı ve evliyaların pîri olan Hz. Ali’nin çatal şeklindeki meşhur kılıcının adıdır. Hayreddin Paşa’nın sancağında, Zülfikar’ın yanındaki “beyaz el” ise “Pençe-i Âl-i Aba”yı yani Hazreti Muhammed (S.A.V.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri kızı Hz. Fatma (r.a.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri damadı Hz. Ali (r.a.) ile torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) olmak üzere 5 kişiyi temsil eder. Barbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Sancağın dört köşesinde, 4 Büyük Halifenin ; Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali’nin mübarek isimleri bulunmaktadır. Sancağın alt ortasındaki iç içe iki üçgenden oluşan yıldız şeklindeki Hz. Süleyman (A.S.)’ın mührü ise geçmişte yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir. 6 koseli yildiz 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri muhri suleyman 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri

Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/6-koseli-yildizin-sirri-ve-bilinmeyenleri/
Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır. Teke Beyligi Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Teke Beyliği Sancağı candarogullari beyligi sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Candaroğulları beyliği bayrağı karamanogullari beyligi bayragi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Karamanoğulları beyliği bayrağı İstanbul’daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde de Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır. Gulnus Emetullah Valide Sultan Camii 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Üsküdar Gülnuş Emetullah Valide Sultan Camii giriş kapısındaki Süleyman Mührü Minber 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Bu da cehaletimiz !… Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde bulunan sancağının en üstünde “Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih vardır. (Ya Muhammed) Mü’minlere müjde ver” (Saff Suresi 13.) ayet-i kerimesi bulunmaktadır. (Altta) Basbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Barbaros Hayreddin Paşa’nın Sancağı Ortasında bulunan kılıç ise Zülfikar’dır. Zülfikar, Hz. Muhammed (S.A.V)’in damadı ve evliyaların pîri olan Hz. Ali’nin çatal şeklindeki meşhur kılıcının adıdır. Hayreddin Paşa’nın sancağında, Zülfikar’ın yanındaki “beyaz el” ise “Pençe-i Âl-i Aba”yı yani Hazreti Muhammed (S.A.V.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri kızı Hz. Fatma (r.a.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri damadı Hz. Ali (r.a.) ile torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) olmak üzere 5 kişiyi temsil eder. Barbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Sancağın dört köşesinde, 4 Büyük Halifenin ; Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali’nin mübarek isimleri bulunmaktadır. Sancağın alt ortasındaki iç içe iki üçgenden oluşan yıldız şeklindeki Hz. Süleyman (A.S.)’ın mührü ise geçmişte yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir. 6 koseli yildiz 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri muhri suleyman 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri

Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/6-koseli-yildizin-sirri-ve-bilinmeyenleri/
Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır. Teke Beyligi Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Teke Beyliği Sancağı candarogullari beyligi sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Candaroğulları beyliği bayrağı karamanogullari beyligi bayragi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Karamanoğulları beyliği bayrağı İstanbul’daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde de Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır. Gulnus Emetullah Valide Sultan Camii 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Üsküdar Gülnuş Emetullah Valide Sultan Camii giriş kapısındaki Süleyman Mührü Minber 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Bu da cehaletimiz !… Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde bulunan sancağının en üstünde “Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih vardır. (Ya Muhammed) Mü’minlere müjde ver” (Saff Suresi 13.) ayet-i kerimesi bulunmaktadır. (Altta) Basbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Barbaros Hayreddin Paşa’nın Sancağı Ortasında bulunan kılıç ise Zülfikar’dır. Zülfikar, Hz. Muhammed (S.A.V)’in damadı ve evliyaların pîri olan Hz. Ali’nin çatal şeklindeki meşhur kılıcının adıdır. Hayreddin Paşa’nın sancağında, Zülfikar’ın yanındaki “beyaz el” ise “Pençe-i Âl-i Aba”yı yani Hazreti Muhammed (S.A.V.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri kızı Hz. Fatma (r.a.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri damadı Hz. Ali (r.a.) ile torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) olmak üzere 5 kişiyi temsil eder. Barbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Sancağın dört köşesinde, 4 Büyük Halifenin ; Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali’nin mübarek isimleri bulunmaktadır. Sancağın alt ortasındaki iç içe iki üçgenden oluşan yıldız şeklindeki Hz. Süleyman (A.S.)’ın mührü ise geçmişte yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir. 6 koseli yildiz 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri muhri suleyman 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri

Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/6-koseli-yildizin-sirri-ve-bilinmeyenleri/
Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır. Teke Beyligi Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Teke Beyliği Sancağı candarogullari beyligi sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Candaroğulları beyliği bayrağı karamanogullari beyligi bayragi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Karamanoğulları beyliği bayrağı İstanbul’daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde de Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır. Gulnus Emetullah Valide Sultan Camii 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Üsküdar Gülnuş Emetullah Valide Sultan Camii giriş kapısındaki Süleyman Mührü Minber 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Bu da cehaletimiz !… Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde bulunan sancağının en üstünde “Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih vardır. (Ya Muhammed) Mü’minlere müjde ver” (Saff Suresi 13.) ayet-i kerimesi bulunmaktadır. (Altta) Basbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Barbaros Hayreddin Paşa’nın Sancağı Ortasında bulunan kılıç ise Zülfikar’dır. Zülfikar, Hz. Muhammed (S.A.V)’in damadı ve evliyaların pîri olan Hz. Ali’nin çatal şeklindeki meşhur kılıcının adıdır. Hayreddin Paşa’nın sancağında, Zülfikar’ın yanındaki “beyaz el” ise “Pençe-i Âl-i Aba”yı yani Hazreti Muhammed (S.A.V.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri kızı Hz. Fatma (r.a.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri damadı Hz. Ali (r.a.) ile torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) olmak üzere 5 kişiyi temsil eder. Barbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Sancağın dört köşesinde, 4 Büyük Halifenin ; Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali’nin mübarek isimleri bulunmaktadır. Sancağın alt ortasındaki iç içe iki üçgenden oluşan yıldız şeklindeki Hz. Süleyman (A.S.)’ın mührü ise geçmişte yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir. 6 koseli yildiz 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri muhri suleyman 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri

Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/6-koseli-yildizin-sirri-ve-bilinmeyenleri/
Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır. Teke Beyligi Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Teke Beyliği Sancağı candarogullari beyligi sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Candaroğulları beyliği bayrağı karamanogullari beyligi bayragi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Karamanoğulları beyliği bayrağı İstanbul’daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde de Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır. Gulnus Emetullah Valide Sultan Camii 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Üsküdar Gülnuş Emetullah Valide Sultan Camii giriş kapısındaki Süleyman Mührü Minber 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Bu da cehaletimiz !… Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde bulunan sancağının en üstünde “Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih vardır. (Ya Muhammed) Mü’minlere müjde ver” (Saff Suresi 13.) ayet-i kerimesi bulunmaktadır. (Altta) Basbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Barbaros Hayreddin Paşa’nın Sancağı Ortasında bulunan kılıç ise Zülfikar’dır. Zülfikar, Hz. Muhammed (S.A.V)’in damadı ve evliyaların pîri olan Hz. Ali’nin çatal şeklindeki meşhur kılıcının adıdır. Hayreddin Paşa’nın sancağında, Zülfikar’ın yanındaki “beyaz el” ise “Pençe-i Âl-i Aba”yı yani Hazreti Muhammed (S.A.V.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri kızı Hz. Fatma (r.a.)forumvatantc 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri damadı Hz. Ali (r.a.) ile torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) olmak üzere 5 kişiyi temsil eder. Barbaros Hayreddin Sancagi 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri Sancağın dört köşesinde, 4 Büyük Halifenin ; Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali’nin mübarek isimleri bulunmaktadır. Sancağın alt ortasındaki iç içe iki üçgenden oluşan yıldız şeklindeki Hz. Süleyman (A.S.)’ın mührü ise geçmişte yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir. 6 koseli yildiz 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri muhri suleyman 6 Köşeli Yıldızın Sırrı ve Bilinmeyenleri

Kaynak Linki: http://www.ceddimizosmanli.net/6-koseli-yildizin-sirri-ve-bilinmeyenleri/

MASONLARIN VE TAPINAK ŞÖVALYELERİNİN SİMGESİ

 

 Dünya masonları arasında kendi localarının sembollerinin ayrılmaz bir parçası olmuştur heksagram. 90°de açılmış gönye ve sıfırda kapanmış pergel, hareketsizliğin yansımasıdır. içinde gönye ve pergel, Siyon yıldızı'nı oluştururlar. Bu da Yahudilik ve Masonluğun iç içe olmalarının belli başlı örneklerindendir.[10]

Yanda, Mason localarının görevlileri Siyon Yıldızı'nın altı uçlu kısımlarında gösterilir. Bu loca içindeki iş bölümünü de ifade eder.

Locayı idare eden Üstadı Muhterem ile iki Nazır çıkan üçgeni, Locayı organize eden Hatip, Katip ve Nazırlar inen üçgeni teşkil ederler.[11]

 Mason, Gül-Haç ve Kabala [12] öğretisinden aldığı esaslara dayanan Gizem Cemaati (Theosophical Society), Yahudi mistisizmine sıkı sıkıya bağlı bir örgüt olan Tapınakçı (Templaers) geleneği de beslemekte ve korumaktaydı. Bu birliktelik, sıraladığımız örgütlerin ve bunlara bağlı derneklerin ambleminde de ortaya çıkmaktadır.

Bunların amblemin ortasında kocaman bir Siyon yıldızı ‘nın olması da dikkat çekicidir.[13]

  Muharref  Tevrat kaynaklı Yahudi sembolleri de amblemde yer alıyordu. Tüm bunların yanında, bir de ilginç bir sembol daha vardı derneğin ambleminde; sonradan Nazi partisinin sembolü haline gelecek gamalı haç da vardı. Oldukça eski bir okült sembol olan gamalı haç (swastika), Kabala mistisizmi içinde yer alan semboller arasındadır.[14]

Yanda, İngiltere'de Londra'da 12.y.y. ait Lincoln Katedralin'den bir pencere süslemesi.

Görüldüğü kadarıyla Yahudi inancının ve masonların önemli sembollerinden olan Siyon yıldızı, Hıristiyan süsleme sanatını da etkilemişe benziyor.[15]


BÜYÜ VE HEKSAGRAM

 

 Heksagram ya da Siyon Yıldızı, Yahudilikle kesinlikle ilişkilendirilmekle birlikte, bir tür büyüsel güç sembolü olarak yüksek dikili kayalara yapılan çizimlerde, büyülerde ya da egsorsizme [16] ait popüler kitaplarda ortaya çıkmaktadır.[17]  

  Yahudi Kutsal Kitabına göre kral Davut'tan başlayıp ve oğlu Süleyman'ın Betşaba'da ölümüne kadar (M.Ö 930) Hegzegram ile efsunlu bir takım dualar söylenerek melekler çağırılmakta ve bu yolla cinler uzaklaştırılmaktaydı. Bazı Kabalistlere göre, Kral Davut ve Kral Süleyman, Kabalistik büyü sanatları ile harikalar yapabiliyorlardı.

  Yanda görülen ve arkana büyüsü olarak da bilinen heksagramda İbranice tılsımların yazıldığı bir tarot görülmekte. Kartlara basılı bu tür simgelerin kehanet için kullanıldığı da ileri sürülmektedir. Fransız yazar Court de Gebelin (1773-1782) arkana büyü kartlarını Eski Mısır'ın büyülerinden kaynaklanan mistik semboller olarak kabul etmiştir. Okült bilimler her karta bir sayı, bir harf ve doğal bir nesne veya güç tahsis eder.[18]
 

DOLAR VE HEKSAGRAM

 

 Bir doların üzerinde sağ taraftaki 6 köşeli yıldız ise daha farklı bir biçimi bugün İsrail bayrağında bulunan ünlü Davud Yıldızı'dır. Piramit şeklinin üzerindeki “Annuit Coeptis” yazısı Latince “Bizim meselemiz, plan başarıyla tamamlanacaktır” anlamına geliyor. Hemen beraberindeki “E Pluribus Umum” ise “Birçoklarının içinde bir tane” yani Eski Ahit'teki “Seçilmiş Kavim” anlamına gelmektedir.
  Altta yer alan “Novo Ordo Seclorum – Çağların Yeni Düzeni” , İllimunati'nin temel sloganı olan “Ardo Ab Chao” yani “Kaostan Düzen çıkarmak-Kaos Bizim İçin İyidir” formülüyle birlikte değerlendirilmelidir. Kendileri tarafından yaratıldığı ve kontrol edilebildiği sürece “kaos” korkulacak bir şey değildir, hatta iyidir. Çünkü önce kaosla boşluk yaratır, sonra istedikleri gibi doldurur ve yenidünya düzenini kurarlar. ABD dolarının üzerinde bulunan simgeler nasıl bir küresel komployla karşı karşıya olduğumuzun simgesidir. http://www.youtube.com/watch?v=I4yNqRTzknE


UZAKDOĞU KÜLTÜRLERİNDE HEKSAGRAM

 

 Bu simge, Budizm'de de bir tür yardımcı derin düşünme (meditasyon) olarak kullanılan ve çokça bilinen basit bir geometrik figür olan mandala gibi, bir daire içinde çizilmektedir. Heksagram, Hindistan kültüründe dokuz temel prensibi kompoze eden iç içe geçmiş çerçeveli üçgenler olarak bilinen Siri Yantra Mandala adıyla da karşımıza çıkar. Budizm'de bilinen yapısından çok daha ileride bir tür arınma olarak anlaşılmaktadır. Eski Çin'in birinci Çang hanedanlığı döneminde üç boyutlu, muhtemelen 64 adet üçgenin her bir çiftine ve kıvrımlı çizgilerine de hegzagram adı verilmekteydi.[19]


HİNT-YAHUDİ HEKSAGRAM İTTİFAKI

 

 Hint yarımadası, II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar İngiliz egemenliği altındaydı. Sömürgeciler alt kıtayı terk ettiklerinde ise Hintli Müslümanlar Hindulardan ayrı bir devlete sahip olmayı istediler ve Pakistan'ı kurdular. Pakistan ve Hindistan arasında nüfus mübadelesi yapıldı; Hindistan sınırları içinde yaşayan çok sayıda Müslüman Pakistan'a göç etti. Ancak nüfusunun ezici çoğunluğu Müslümanlardan oluşan Jammu/Keşmir eyaleti, Hint yönetiminin oyunları ve İngilizlerin de desteğiyle Hindistan egemenliğinde kaldı. O tarihten bu yana Keşmir, İslam dünyasının kanayan yaralarından birisidir.

  Keşmirli Müslümanlar Hint yönetimine direnmek ve bağımsızlıklarını kazanmak istedilerse de Hint güçleri tarafından, ülkede 1947, 1965, 1971 yıllarında üç büyük katliam gerçekleştirildi. On binlerce Keşmirli Müslüman öldürüldü, kadınlara tecavüz edildi, İslami eğitim veren okullar kapatıldı. Keşmir'de şimdiye dek 4.000'den fazla kadın işkenceye ve tecavüze uğradı. 1990'ların başından itibaren bu zulümler hem askeri ve hem de siyasi arenada daha da artırılmıştır.

  Bütün dünya siyasetine soyunan küresel kovboy Amerika'da Keşmir aleyhtarı ve Hindistan yanlısı bir lobi olduğu söylenebilir. Ancak dikkat çekicidir, Amerika'da Hintlilerin kurduğu kayda değer bir Hint lobisi de yoktur. Ancak çok güçlü bir İsrail lobisi vardır. Ve bu lobi, Keşmir'e karşı sonuna kadar Hindistan'ın yanındadır. Hindularla İsrailliler arasında stratejik bir ittifakın yanı sıra, manevi bir ittifak da bulunmaktaydı. İsraillilerin Siyon yıldızı, Hindular tarafından da kutsal Siri Yantra Mandala olarak biliniyor. Bu ayrıntı, aralarındaki bağı daha da güçlendirmekteydi.[20]

Yahudiliğin simgesi Siyon yıldızı, Hindu kutsal simgesi Siri Yantra Mandala'ya benzerliği ile dikkat çekmektedir.[21]


Kaynaklar

[1] İsrail bayrağının şekli ilk kez, Yahudi devletinin kurucularından Theodor Herzl'in halefi ve yakın arkadaşı Dr. David Wolfson, tarafından tasarlanmıştır. Bayrağın üst ve alt kısımlarında ibadet sırasında kullanılan dua atkısı “Tallit'teki gibi beyaz zemin üzerine iki paralel mavi çizgi arasına ortalanmış bir mavi Magen David(Siyon Yıldızı) idi.
[2] YHVH isminin okunuşu, Yahveh'tir Ancak orijinal yazım EHEYEH'tir. Orijinal yazımda ise altı harf vardır. Bu harfler, E(alef- א ), H(het- ח), E(alef- א ), Y(yod-י ), E(alef- א ), ve yine H(het- ח) hekzagram'ın altı köşesinde gösterilir.
[3] The Soncino Talmud İngilizceden Çev: Rabbi Dr. İzador Epstein, London, 1915, Gittin böl. 68 a-b
[4] Eski Ahit, I. Samuel 17. bölüm Bu olay Kur'an'da da kısmen anlatılır. Golyat isimli dev pehlivan Kur'an'da Calut olarak geçer. Bkz. Bakara 2/249, 250 ve 251
[5] Davud İbranice'de üç harfle: “Dalet( ד )-vav( ו ) – dalet( ד)” harfleriyle yazılır. Çok eski İbrani alfabesinde ise dalet harfi Yunan alfabesindeki “delta” Δ ya benzeyen küçük bir üçgen şekille yazılırdı. İki “Dalet”in birleşmesi, yani iki üçgenin altıgen bir yıldız şeklinde çizilmesi Kral Davud'un adını temsil ediyordu.
[6] Eski Ahit, Mezmurlar 18. bölüm
[7] Scholem, Gershon, The Star of David; History of a Symbol, in The Messianic Idea in Judaism, Jerussalem 1978,271
[8] Magen David ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz. www.sevivon.com/show_symbol.asp?id=7 ve ayrıca www.en.wikipedia.org/wiki/Star_of_David
[9] Frankel, Ellen – Platkin, Betsey Teutsch, The Encyclopedia of Jewish Symbols, Jason Aronson Inc., 1992, s. 161
[10] Freemasons Book , tarihsiz, s. 96
[11] Çırak Kalfa Usta, Mason Yayın Organı, İstanbul 1976 s. 68
[12] Kabala, Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat'ın herkes tarafından bilinen açık anlamından başka, gizemli(ezoterik) anlamı bulunduğu, sembollere gizlenen bu anlamların öğrenilmesi ve yorumlanması geleneği olarak tanımlanabilir. Kabala kelimesi, kimilerine göre İbranice Kibbel kökünden türetilen ‘'gelenekle kabul edilmiş şey'' , kimilerine göre ise gene İbranice KBLH harflerinden oluşmuş, ‘'vahiy olarak almak, kabul etmek'' kimilerine göre de ‘'sözel gelenek'' anlamındadır. Kabala gizlemli bir anlayış olduğundan dolayı hayata ve yaradılışa dair, çok çeşitli boyutlarda ve konularda yorumlar içerir. kaynağını ise Tevrat'tan alır:.Encyclopedia Religion and Ethics , H.Loewe, “Kabbala” maddesi. Editör:J.Hastings New York 1981, Cilt VII, s. 622; Ayrıca bkz.Hançerlioğlu, Orhan, İslam İnançları Sözlüğü,İstanbul 1984,s.218 ve ayrıca Bolay, Prof.Dr. S.Hayri, Felsefi DoktrinlerSözlüğü, Ankara 1990,s.127
[13] Baigent, Michael- Leigh, Richard- Lincoln, Henry, Kutsal Kan, Kutsal Kase, Çeviren; Mehmet Topdaş, İstanbul 1996; s.227, 339
[14] Goodman, Frederick, Magic Symbols, London: Brian Trodd Publishing House, 1989, s. 97.
[15] Oliver, George, Spencer, Richard, The Historical Landmarks and Other Evidences of Freemasonry Explained in a Series of Practical Lectures, London, Basım W. Wilcockson, Rolls Buildings, s. 356.
[16] Excorcism: Şeytan, ifrit, cin gibi varlıkları çıkarma ayini. Bu ayin Katolik papazların kayıtlı ayinleri arasında bulunur. Ama egzorsizm,sadece Hıristiyanlığa has bir uygulama değildir ve diğer din ve inanç sistemlerinde de pozesyon (daha çok Afrika menşeli parapisişik olaylarda) olarak isimlendirilen ifrit, ruh, cin musallatı, benzeri uygulamalar vardır.
[17] Bu konuda en ayrıntılı bilgi için bkz. Lewıs I.M., The World's Religions, Routledge, (Derleyenler: .Sutherland, L. Houlden, P. Clarke, F. Hardy), Çeviren : Caner Işık, London, 1988.
[18] Weiser , Samuel The Magic of Thelema: A Handbook of the Rituals of Aleister Crowley, York Beach, Maine. 1993.
[19] Biedermann, Hans, Dictionary of Symbolism, İngilizceye Çeviren: James Hulbert, Copryght in London 1982
[20] Themes in World Religions, Editör: Dinah Hanlon, Cambridge Universty Pres 1988, Cilt II, s.24; İlginçtir, gamalı haç da Hindu kutsal simgeleri arasında yer alır. A.g.e. , aynı yer; Ayrıca bkz. Kaya, Korhan, Hinduizm,
[21] Dost Yayınevi, Ankara 2001, s.58,61;92




 Bize Destek İçin Lütfen Blogumuza Üye Olmayı Unutmayın..


     Ottoman1453
Facebook Sayfamıza Beklerizz.. >>> Anti İlluminati/Anti Freemason

Bu sembolu Hz. Süleyman haricinde Hz. Davud (as) ve Hz. Hızır (as)’da kullanmıştır. Özellikle Hz. Süleyman bu sembol ile dünyaya hükmetmiştir. Osmanlı’dan önce ve sonra yüzyıllarca camilerde, saraylarda, kitaplarda, Müslüman denizcilerin armaların da ve Padişah ve eşlerinin giydikleri tılsımlı ya da şifalı diye hitap edilen gömleklerde dahi kullanılmıştır. Öyle ki, dediğimiz gibi Osmanlılardan önce de birçok Türk devleti bu simgeyi kullanmışlardır. Antalya ve çevresine yerleşen Teke Türkmenleri’nden dolayı bu bölgenin adı Teke Sancağı olarak isimlendirilmiş ve 14 Mayıs 1373′te Teke Beyi Mehmet Bey, Antalya burçlarına beyaz zemin üzerine kırmızı altı köşeli yıldız ve uçlarında Müslüman Türk’leri de betimleyen altı adet hilal ekleyerek ve bayrak ucunda kutsallığı ve göksel ışığı betimleyen çift şerit eklenmiş Hazar Bayrağı’nı asmıştır.

 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın.. Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

19 Kasım 2013 Salı

Tapınak Şövalyeleri - Masonlar

                                    



  1125 yılında Kudüs'ün yeni hıristiyan kralı, Hazret-i Süleyman'ın mabedinin bulunduğu yer olarak bilinen Mescid-i Aksa'yı bu örgüte tahsis etti. Bu olaydan sonra örgüt, Tapınak Şövalyeleri adını aldı ve hem dini hem de askeri bir tarikat olarak resmen tanınması için Papalık makamına başvurdu. Bu istek Papalık tarafından 1129 yılında kabul edildi.

Tapınak Şövalyeleri'ni oluşturanlar zamanın aydın asilzadeleriydi. Bu nedenle sadece Kudüs ve civarında değil, güney Fransa ve Paris'te de kısa sürede örgütlendiler. Bunun için gerekli parayı da Avrupa ile Ortadoğu arasındaki ticarete aracı olarak elde ettiler.

Çek ve kredi mektubunu ilk uygulamaya koyanların Tapınak Şövalyeleri olduğu söyleniyor. Bu uygulama sayesinde Ortadoğu'ya mal almaya giden Avrupalı tüccarlar yanlarında para taşımadıkları için korsanlara ya da eşkıyalara karşı kendilerini güvende hissediyorlardı.

Tapınak Şövalyeleri ayrıca bankerlik ve ticarete de el attılar. Öyle ki Fransa kralının resmi bankacısı odular hatta krala borç verme konumuna geldiler. Bu örgütün Ortadoğu'da başarılı olmasının bir nedeni de verdikleri sözde durmaları ve dürüst olmalarıydı.

Bu özellikleri sayesinde Arap tüccarlar arasında itimat sağladılar.
Tapınak Şövalyeleri, Hasan Sabbah'ın Haşhaşiler örgütü ile de temas kurdular. Bu temas sayesinde de bir örgüt olarak nasıl gizli kalacakları ve örgüt üyelerinin birbirlerini tanımak için işaretleşme kodu kullanmaları hakkında fikir sahibi oldular.

Ve kendilerine uyguladılar. Örneğin, el sıkışırken işaret parmağının karşısındakinin bileğine teması Tapınak Şövalyeleri'nden olduğunun parolasıydı.

Kudüs müslümanlar tarafından geri alınınca Tapınak Şövalyeleri merkezlerini Paris'e taşıdılar. Seine nehri kıyılarında, Louvre Sarayı'nın yakınında yüksek bir kale inşa ettiler. Bugün bu kale yok ama burası hala Tapınak Mahallesi diye anılıyor.


Tapınak Şövalyeleri'nin geçici sonları

Bu kale ya da mabed, ticaret ve bankerlik faaliyetleri sayesinde gitgide

zenginleşen örgütün hazinelerinin korunduğu esrarengiz bir yer halini aldı. Çünkü halk, örgütün Hazret-i Süleyman'ın hazinelerinden daha zengin olduğuna inanıyordu. Bu söylenti sadece halkın değil, İngiltere ile savaştan yeni çıkan ve bu örgütten aldığı borcun faizini ödeyemeyen Fransa'nın üst düzey yetkililerinin hırslarını kamçılıyordu.

Bu durum, hazine ve adalet bakanlarını, Fransa'nın çaresiz kralı Filip'i, Mabed'in efsanevi hazinesine elkonulması için ikna etmeye yönlendirdi.

Ancak Filip'e, Papalık makamının onayladığı ve hıristiyanlığa büyük
hizmetleri olan bu dini-askeri tarikatın mal varlığına el koymak hiç de kolay gibi görünmüyordu. Üstelik 1306 yılında yaptığı devalüasyonda ayaklanan halkın öfkesinden kurtulmak için uzun süre Mabed'e sığındığını da unutamıyordu.

Fakat bakanlar, stratejiyi belirlemişti; önce bu tarikat hakkında bir iftira uydurulacak ve Papa, tarikatı kapatmaya mecbur bırakılacaktı. Daha sonra da Papa ile anlaşma yapılabilirdi. Papa'nın bu komploya karşı isteği ise, Fransa'nın, şövalyelere atılacak iftiranın Vatikan tarafından resmileşmesi için destek vermesi olabilirdi.

Kral, bakanlarının ısrarına dayanamadı ve13 Ekim 1307'de bütün şövalyeler tutuklandı. Suçları; dinden çıkmak, İsa'ya hakaret etmek, rezil ayinler düzenlemek, homoseksüel olmak ve Baphomet adını verdikleri bir puta tapmaktı.

Bu ağır suçlamalar karşısında Papa'ya da tarikatı kapatmaktan başka seçenek kalmıyordu.

Maalesef Fransa kıralı Filip bu operasyondan umduğunu bulamadı; Fransa'yı kalkındıracağını ümit ettiği hazineye erişemedi. Çünkü, yine halk arasında oluşan efsaneye göre, mabedin üstad-ı azamı, saraydaki ajanı sayesinde bu operasyonu haber almış ve tarikatın dillere destan hazinesini gizlice başka bir yere götürmüştü.

Bugün bile bulunsa Fransa'yı dünyanın en zengin devleti haline getireceğine inanılan bu tarikatın hazinesinin araştırılması için her yıl örtülü ödenekten bir miktar paranın ayrıldığı, bir zamanlar Fransa'da dedikodu konusu edilmiş.

Papa V. Clement operasyondan bir ay kadar sonra (22 Kasım 1307) hıristiyan aleminin bütün prenslerine, yönetimleri altındaki topraklarda bulunan tüm Tapınak Şövalyeleri'nin tutuklanmasını emreden bir tebliğ yayınladı.

Tutuklanan şövalyelerin büyük bir kısmı yapılan her türlü işkenceye rağmen suçlamaları kabul etmeyerek öldüler. Bir kısmı da işkenceye
dayanamadıklarından ve sonlarını çabuklaştırmak için suçlamaları kabul ederek idam edildiler.

Papa V. Clement, 2 Mayıs 1312'de Tapınak Şövalyeleri Tarikatı'nın kapatılmış olduğunu resmen ilan etti. Ancak kapatılma kararında suçlamaların hiçbiri yer almıyor sadece "kilisenin hayrına olduğu" belirtiliyordu. Tebliğde dikkat çeken bir başka karar da, şövalyelerin bütün mallarının, Kudüs'ten beri bu tarikatın rakibi olan Hospitalier (Misafirperver Şövalyeler) Tarikatı'na devredilmesiydi. Bu da Filip için ikinci bir darbe oldu.

Tapınak Şövalyeleri'nin üstad-ı azamı ile üç yardımcısı ise yedi yıl sonra, 18 Mart 1314'te son kez mahkemeye çıkarıldılar. Karar, ömür boyu hapis oldu ancak suçlamaları reddedip karara itiraz ettikleri için üstad-ı azamı ile üç yardımcısı yakılarak idam edildiler.



Tapınak Şövalyeleri'nin yeniden dirilişi

Fransa Krallığı'nın zulmünden İngiltere ve Orta Avrupa'ya kaçanlarla daha sonra bunlara katılanlar "Serbest Masonlar" adı altında tarih sahnesine tekrar çıktılar. Son üstadlarının talimatıyla, inşa edilmekte olan kilise ve katedrallere başvurarak hiçbir loncaya bağlı bulunmayan duvarcı olduklarını beyan edip işe girdiler.

Fransızca'da duvarcı, "maçon" (mason diye okunuyor); bir yere bağlı olmayan, hür, serbest ise "franc" (fran diye okunuyor) demek. Franc-maçon da serbest masonlar anlamına geliyor.
Serbest Masonlar'ın Fransa Krallığı'ndan intikam almak için Avrupa genelinde örgütlenmeleri zaman aldı.

17. yüzyıldan itibaren toplumun, sivil ve askeri idarelerin köprü başlarını tutmaya, saraylarda önemli mevkiler elde etmeye, kıralların harimine kadar sızmaya başladılar. Fransa'yı artık başka bir hanedan yönettiği halde, ataları olan Tapınak Şövalyeleri'nin intikamını almaya kararlıydılar.

İntikam sadece hanedanlardan değil, Kilise'den de alınacaktı. İşte nesilden nesile geçen, yeminle korunmuş olan amaçları budur.
Duvarcı Masonlar'ın sayıları 16. yüzyıldan sonra azalmaya başlar. Bunun bir nedeni duvarcıların, Tapınak Şövalyeleri'nin bekar kalmak için yemin etmiş dindar üyeleri olmalarıdır. Diğer nedeni de katedrallerin ve büyük kiliselerin inşaatlarının azalmasıdır.

Çare olarak, bizzat duvarcı olmamakla birlikte Tapınak Şövalyeleri'nden miras kalan idealleri benimseyenler de "duvarcı olarak" "Kabul Edilmiş Masonlar" unvanıyla bu hınç ve intikam kervanına kabul edildiler.

Serbest ve Kabul Edilmiş Masonlar ilk toplantılarını 1717'de İskoçya'da yaptılar.

Amaçları başta Fransa hanedanı olmak üzere bütün hanedanların egemenliklerine son vermek ve kilisenin gücünü kırmaktır. Avrupa'nın her yerinde özellikle de Fransa'da pek çok Mason locası büyük bir gizlilik içinde faaliyete geçer.

Osmanlı İmparatorluğu da bu uygulamalardan nasibini alır. İlk mason locası 1767'de İstanbul'un Galata semtinde açılır. Masonların gücünü ve stratejisini iyi değerlendiren İngiltere, Hollanda, Prusya ve Rusya kıralları mason localarının kendi ülkelerinde kurulmasını destekleyip kendileri dahi mason olarak tehlikeyi geçiştirirler.

Tapınak Şövalyeleri'nin gecikmiş intikamı

Serbest ve Kabul Edilmiş Masonlar, Tapınak Şövalyeleri'nin varisi olarak Fransa Krallığı'ndan ve Kilise'den intikam almak için 65 yıl Fransız İhtilali'nin altyapısını hazırlarlar. Özellikle Paris'te pek çok yeni loca açılır. Yazar, filozof, bilim adamlarından vara-yoğa itiraz eden, inatçı ve saldırgan tipler özenle seçilerek mason yapılır.

14 Temmuz 1789 günü patlak veren ihtilal 10 yıl sürer. Kıral ve kıraliçe idam edilir. Kilisenin mallarına el konulur.

"Hıristiyanlıktan Arındırma Yasası" kabul edilir. Bundan böyle devlet artık laik olur. Takvim ve yılbaşı, hıristiyan kökenli oldukları gerekçesiyle değiştirilir. "Akıla tapınma" devletin resmi dini olur. Hatta "Tanrıça Akıl" adına Paris'te resmi ve görkemli ayinler bile düzenlenir.

Masonlar, hanedandan ve kiliseden intikamlarını almışlardı; peki, bundan sonra neyle meşgul olacaklardı?
İlk Serbest Masonlar duvar örmedeki becerilerine göre çırak, kalfa, usta şeklinde üçlü derecelendirmeye tabiydiler. Ancak duvarcılığın yapılamaması ve masonların sayısını arttırmak için duvarcı olmayanların da localara kabul edilmesi, mason idarecileri farklı ve esrarengiz stratejilere yöneltti.

Masonik dereceler 3'ten 33'e yükseltildi ve 4. ila 33. derecelere felsefi derece denildi. Yani, bundan böyle ilk üç dereceye giren Mavi Localar masonların avamına, diğer dereceleri içeren Kırmızı Localar masonların havassına ve 33. dereceden ancak bazı masonların girebildikleri Kara Loca da masonların hassülhavassına (yani kaymağın kaymağına) hitap edecektir.

Ama bu kast sistemi, eşitlik ve demokrasiyi savunan masonluğun dejenere olmasının da bir göstergesidir.

Artık masonların değişmez idealleri de kalıplaşmıştır.

1) Masonluğun otoritesi hariç olmak üzere bütün şahsi otoritelere karşı savaş ve bunun doğal sonucu olarak da cumhuriyetçi idare sisteminin (masonların denetiminde kalması şartıyla) her ülkede hükümran olması,

2) Masonluğun oluşturduğu din hariç olmak üzere dini her otoriteye karşı savaş,

3) Büyük Fransız İhtilali'nden her yerde, özellikle de eğitimin her kademesinde hayranlıkla sözedilmesi,

4) Her konunun laiklik, akılcılık ve eşitlik ilkeleri içine alınmasının temini.
Tapınak Şövalyeleri tarikatı da, onun varisi olan Serbest ve Kabul Edilmiş Masonlar tarikatı da musevi-hıristiyan medeniyetinin bir ürünüydü ve geçmişlerine, tarihlerine yönelik efsaneler de doğal olarak bu medeniyetten doğdu.

Örneğin masonluğun kökenini gizlemeye yönelik meşhur Hiram Usta Efsanesi gibi pekçok efsane Tevrat, Talmud, Kabala kökenli musevi unsurlar olarak masonluğa girdi. Ancak bunlara bakıp da masonluğun, yahudiliğin bir uydurması olduğunu söylemek hiç de isabetli değildir. Çünkü bazı localar eski Yunan ve Mısır düşüncesinden alıntılar yapabiliyordu.

Başlangıçta yani masonluk henüz üç derecelikken dini ritüellerin varlığından sözetmek mümkündü.

Ancak 33. dereceden masonun hiçbir dini inancı olmayan, ama hangi itikat olursa olsun o itikadın samimi taraftarıymış gibi görünmesini beceren bir insan portresi çizmesi gerekmekteydi.

Gerçi Avrupa'da hürriyet ve hayat hakları sınırlandırılmış, aşağılanmış olan musevi cemaatlerinin, masonlar tarafından Fransız İhtilali'nin sloganı haline getirilen Bağımsızlık-Eşitlik-Kardeşlik sloganı karşısında ümide kapılmamaları imkansızdı.

19. yüzyılın başlarından itibaren her ülkede musevi cemaatinin ileri gelenleri Mason Locaları'na üye oldular. 

 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın.. Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş