Giriş
Son yıllarda popüler kültür bize pek çok geyik malzemesi verdi.
Bunlardan biri de:
Illuminati . Melekler ve Şeytanlar filmini izleyen,
internette bir kaç yazı okuyan herkes “abi adamlar dünyayı yönetiyo”
tarzı muhabbetler yapmakta. Bu muhabbetlere itirazım yok. Aksine, bu
yazıdaki amacım bu konuyu detaylıca ele alıp insanlara daha fazla bilgi
sunmak, daha fazla düşündürmek.
Başlıktan da anlaşılacağı gibi bu yazı Deccal ve Illuminati
bağlantısının oluşturmak istediği
Yeni Dünya Düzeni (New World Order)
üzerine olacak. Öncelikle şunu size belirtmek istiyorum. Bu yazıyı,
yaklaşık 3-4 senelik bir teori filizinin, meyvelerini vermeye
başlamasıyla yazmaya karar verdim. Kendi kafamdaki düşünceleri ve
yabancı kaynaklarda bu konuyla ilgili olan teorileri harmanlayarak bu
yazıyı ortaya çıkardım. Bu yazı 10 dakikada okunup, sindirilecek bir
yazı değil. Sizden istediğim şu; yazıya geniş bir vakit ayırın ,
gerektiği yerlerde durup düşünün. Yazının aralarında size bazı video
linkleri vereceğim. Onları da mutlaka izleyin.
Amacım size bu konuda gerekli temel bilgileri vermek ve düşünmenizi
sağlamak. O yüzden bazı şeylere çok detaylı yer vermedim. Çünkü insan
kendisinin arayıp bulduğu bilgiye daha çok sahip çıkar, daha çok
hatırlar.
Yazının içeriği dini olsa da, dinle ilgilenmeyen insanların da
okumasını öneririm. Günümüz dünyasıyla alakalı ilginizi çekecek
detayların olacağına eminim.
Şimdi biraz yazının planından bahsedeyim. Şuan okuduğunuz bölüm giriş
bölümü. Yazı hakkında biraz genel bilgi verdim. Bundan sonraki bölümde
konuyla ilgili tanım ve tasvirlere yer vereceğim. Daha sonra deccal’in
tarih içindeki rolünü ele alıp çözüm önerileriyle yazıyı bitireceğim.
Yazının içindeki resimler küçük haldedir. Üzerlerine tıklayarak büyük
hallerini görebilirsiniz. Başlayalım!
Tanımlar
Bu bölümde, yazıda değineceğim kavramların tanımlarını ve
açıklamalarına yer vereceğim. Öncelikle şeytan kavramını tanımlayarak
başlayalım.
Şeytan ve Yardımcıları
Şeytan’ın Allah tarafından cennetten kovulma hikayesine
tanımları yaptıktan sonra yer vereceğim. Ama bu konuyla ilgili yanlış
bilinen bir noktayı düzeltmek istiyorum. Şeytan, sanılanın aksine tek
bir varlık değil; kendi içinde hiyerarşi barındıran bir gruptur. Lideri
ve o liderin yardımcıları vardır. Onların altında, her insanı kötü yola
sevketmek için başka şeytanlar vardır. Bunları şöyle gösterebiliriz:
1) İblis (Lucifer): Şeytanların lideridir. Allah
tarafından kovulduktan sonra kendini, insanları Tanrı’nın yolundan
saptırmak ve dünyaya fitne getirmeye adamıştır. Ahir zamanda dünyaya
Deccal olarak, insan suretinde ineceği belirtilir.
2) Şeytan (Satan): İblis’in yardımcısıdır. İblis, diğer şeytanlar, kötü cinler ve kötü insanlar arasındaki haberleşmeyi sağlar.
3) Diğer Şeytanlar (Devil): İnsanları kötü yola saptırmakla görevlidirler.
4) Kötü Cinler ve İnsanlar (Demon): Tanrı’yı terkedip iblise itaat eden kısımdır.
Şeytan’ın hiyerarşisini böyle tanımladık. Bir de şeytanın Tanrı’nın huzurundan kovulma hikayesine değinelim
(Isra Suresi):
61- Hani meleklere Adem için saygı ile eğilin” demiştik, onlar da
saygı ile eğilmişlerdi. Yalnız İblis saygı ile eğilmemiş, “Hiç ben,
çamur halinde yarattığın kimse için saygı ile eğilir miyim?” demişti.
62- Yine demişti ki: “Benden üstün tuttuğun kişi bu mu, söyler
misin? And olsun eğer bana kıyamete kadar vakit verirsen, onun soyunu,
pek azı hariç, azdırarak kontrolüm altına alacağım.”
63- Allah şöyle dedi: “Çekil, git”. Onlardan kim sana uyarsa
kuşkusuz cehennem tam bir karşılık olarak hepinizin cezası olacaktır.”
64- “(Haydi) onlardan gücünün yettiğinin ayağını çağrınla kaydır.
Atlıların ve yayalarınla onların üzerine yürü. Onların mallarına ve
evlatlarına ortak ol. Onlara vaatlerde bulun.” Hâlbuki şeytan onlara
aldatmadan başka bir şey vaat etmez.
65- “Şüphesiz, (gerçek) kullarım üzerinde senin hiç bir hâkimiyetin olmayacaktır. Vekil olarak Rabbin yeter!”
Bu olaydan sonra iblis Tanrı’ya olan inadı ve kibiri yüzünden tüm
insanlığı doğru yoldan çıkarma, kendi kontrolü altına almayı
hedeflemiştir. Şeytan’nın temel presipleri şöyledir:
-Şeytan’a göre, Tanrı’ya gerçekten vefalı, sadık tek bir kişi bile
yoktur. Sadık olan kişiler yalnızca kendileri için iyi şartlar
sürdüğünde sadık kalmaya devam ederler. Eğer bu sadık insanların
başlarına çeşitli sıkıntılar gelecek olursa, bu kişiler Tanrı’ya bağlı
olmaktan vazgeçeceklerdir
-Şeytan’ın insanlara da vaadi şudur: “Allah size herşeyi kısıtlamakta
şartlar koşmaktadır, ben size herşeyi, ahlaki değerler olmadan özgürce
yaşama hakkı veriyorum”
Deccal
Deccal (antichrist) ahir zamanda dünyaya inecek olup, insanlığı
Tanrı’nın yolundan saptırarak bütün dünyaya savaş, açlık ve sapkınlık
yayacak olan kişidir. Yukarıda belirttiğim gibi deccal aslında iblisin
insan şeklidir. Hz.Nuh’tan
Hz.Muhammed’e kadar bütün peygamberler
kavimlerini Deccal tehlikesine karşı uyarmıştır. 3 semavi dine göre de
deccal’in hikayesi aynıdır. Yeryüzünde büyük bir fitne çıkaracak,
insanları Tanrı’nın yolundan saptırıp kendine hizmet ettirecek, daha
sonra Mehdi ile Mesih (Hz.İsa) deccali bulup bizzat öldüreceklerdir.
Şimdi deccalin özelliklerini hadislere bakarak yakından inceleyelim:
“Hz. Adem’in yaratılışından itibaren Kıyamete kadar geçen süre içerisinde Deccalden daha büyük bir fitne yoktur”
“Hiçbir peygamber gönderilmemiştir ki, ümmetini tek gözü kör, çok
yalancı Deccal ile korkutmuş olmasın. Haberiniz olsun! Onun tek gözü
kördür. Yüce Rabbiniz ise kör değildir. Onun iki gözü arasında Kâfir
yazılmış olacaktır.”
Ayrıca bu hadis illuminatinin simgesinin neden tek göz olduğunu açıklıyor o meseleyi bir sonraki başlıkta inceleyeceğiz.
“İsa, deccali öldürdükten sonra iki kişi arasında düşmanlık kalmaz”
Bu hadis de bize deccalin ölümünden sonraki dünyayı tanıtıyor. Bu
konuya da sonraki başlıklarda değineceğiz. Ayrıca Deccal’in yağmur
yağdırma gücünün olduğu rivayet edilir. Hatta o yüzden modern
Illuminati’de deccalin lakabı “rain man”dir.
Illuminati
Deccal’in dünyayı kontrol altında tutmak için 1776 yılında kurduğu
gizli örgüttür. Esasen deccalin dünyadaki beyin takımı diyebiliriz.
Üyelerine “
mason” ismi verilir.
Simge Ve Ritüeller
Illuminati logo olarak üçgen içinde tek göz (deccalin tek gözlü olmasıyla ilgili) , piramit, pergel ve cetvel kullanır.
3. resimde dikkatimizi çeken başka bir nokta da damalı yüzeydir.
Masonik ayinlerin genelinde damalı yüzey bulunmaktadır. Masonların
inanışına göre damalı yüzey cinlerin ve şeytanların başka boyutlardan
dünyaya gelmesi için bir kapı görevi görmektedir. Damalı yüzey üstünde
kan akıtarak ya da başka şekillerde bu işi gerçekleştirirler.
Bunun yanısıra “Devil Horn” yani şeytan boynuzu denilen el işareti de
illuminatinin simgelerindendir. Bu işarete “rockçıların işareti
şeytanla ilgisi yok” şeklinde itiraz edebilirsiniz. Evet genelde
rockçılar anlamını bilmeden kullanır, ben de eskiden kullanırdım. Ama bu
işaretin anlamı müzikle sınırlı değildir.
10 İlluminati sembolü adlı yazıma beklerim..
>>> http://eyalling.blogspot.com.tr/2013/11/10-illuminati-sembolu.html
Tarihsel Süreç
Yukarıdaki kısımlarda belirttiğim gibi iblisin amacı, bütün insanlığı
kendi kontrolü altına almak. Bunu başarabilmek için çeşitli ihtiyaçları
var:
1) Çok büyük bir ekonomik güç
2)Kısa sürede çok sayıda insanı etkileyebilecek bir iletişim ağı
Ekonomik güç dünyaya hükmetmek için olmazsa olmazdır. Hem elinde,
aklından geçenleri gerçekleştirebileceğin sınırsız gücün olur; hem de
insanlar, hayatta kalmak için sana hizmet etmeye mecbur kalırlar. İkinci
olarak da ekonomi gücünü kullanarak köleleştirdiğin insanlara kendi
fikirlerini aşılaman gerekir. Tek tek bütün insanlara bu işlemi
uygulamak zor olduğu için hepsini aynı anda etkileyebileceğin bir sistem
geliştirmen gerekir. O yüzden deccalin tarih boyunca hükmettiği
ülkeler, teknoloji olarak dönemin en gelişmiş ülkelerindendir. Şimdi
tarih boyunca deccalin hükmettiği devletlere göz atıp, bugünki duruma
değineceğiz.
Antik Mısır Uygarlığı
Bilim kurgu hikayelerine en çok konu olmuş uygarlık tartışmasız mısır
uygarlığıdır. Çözülemeyen piramit sırları, hiyeroglifler, tanrılar,
lanetler … pek çok ilginç konu mevcut. Mısır devleti M.Ö. 3050 yılları
civarında Kuzeydoğu Afrika’da Nil Nehri’nin denize ulaştığı bölgede
kurulmuştur. İblisin yani deccalin birebir etki ederek hükmettiği ilk
devlettir. Deccal satanist ritüel ve simgeleri ilk kez bu ülkede ortaya
koydu. Peki bunu nereden anlıyoruz? Bu soruyu cevaplamak için Mısır
devletine kabaca bir göz atalım.
*Mısır uygarlığı fivarunlar tarafından yönetilirdi. Her firavun tanrı olarak görülürdü
-Yazının başlarında bahsettiğim şeytanın, insanlara aşılamaya
çalıştığı din anlayışını, ilk defa burada görüyoruz: Tanrıya ihtiyacın
yok, sen zaten kendinin tanrısısın. Ayrıca soldaki resimde
görebileceğiniz gibi firavunlar başlarına 2 yana sarkan bir şapka
takmaktadır. Bu da iblisin boynuzlarını simgelemektedir.
*Mısır uygarlığında çok tanrılı din hakimdi. Ateş tanrısı, su
tanrısı, toprak tanrısı vs. gibi tanrılar bulunurdu. Her tanrı
hiyerogliflerle resmedilirdi. Genelde bu tanrılar çeşitli hayvan
figürleriyle gösterilirdi.
-Bugün artık bildiğimiz satanizmin simgelerinden olan korkunç suratların, motiflerin temelleri o zamanlardan atılmış.
-Hani sürekli bir soru vardır. Piramitlerin yapıldığı taşlar
kilometrelerce uzaklıktan nasıl getirildi, nasıl öyle mükemmel
tasarlandı, yoksa uzaylılar mı yaptı vs. Tanımlar başlığında şeytanın
yardımcıları kısmında kötü cinlerden bahsetmiştik. İki boyut arasında
gidip gelebiliyorlardı. O günki şartlarda normal insanların o taşları
taşıması imkansızdır. Zaten o yüzden Mısır uygarlığı bugün, gizemli bir
uygarlık olarak görülüyor. Deccal teknoloji konusunda bu cinlerden
yardım almıştır. Hatta bazı kaynaklarda mısırlıların elektrik enerjisini
kullandıkları çok yerinde kanıtlarla savunulmaktadır. Bu tür, çağının
çok çok ötesindeki teknolojik imkanlar ancak insan dışı varlıkların
yardımıyla gerçekleşebilmiştir.
-Piramit, tek göz, put şeklinde figürler ve satanist ritüeller yine
ilk defa bu dönemde deccalin simgesi haline gelmiştir. Deccal neden
mimarisinde piramit şeklini seçmiştir şu an bilemiyoruz. Fakat
araştırdığım yabancı kaynaklarda bu konuyla ilgili bir teori görmüştüm.
Bu teoriye göre yapılan binalar, insanların enerjilerini etkilemektedir.
Kubbe, sekizgen gibi yapılar pozitif enerji yayarken, piramit
şeklindeki yapılar negatif enerji alanı yaratmakta. O yüzden deccal
piramitler yaptırmakta ve uzun binaların uç kısmını
piramitleştirmektedir. Doğruluğu tartışılır bi teori ama paylaşmak
istedim.
Britanya İmparatorluğu (İngiltere)
Gelelim tarihin ilk ve en büyük emperyalist güçlerinden olan
İngiltere’ye. Yukarıdaki kısımlarda bahsettiğim gibi deccalin amacını
yerine getirebilmesi için ekonomik güce ve geniş bir iletişim ağına
ihtiyacı vardır. İngiltere o yüzden ülke politikası olarak sömürgeciliği
ve emperyalizmi esas almıştır.
*İngiltere 1600′lerden beri Batı Avrupa’nın en güçlü devleti konumundadır.
*Ele geçirdiği ülkelerin yer altı kaynaklarını ve iş gücünü
kullanarak kendine geniş bir ekonomik güç sağlamıştır. Ayrıca ingiliz
dilini ve kültürünü de fethettiği bütün ülkelere empoze eden ingiltere,
dünyadaki kültür yozlaşmasının temelini de ilk kez bu tarihlerde
atmıştır.
*Defalarca bahsettiğim gibi deccal geniş kitlelere ulaşmak için her
hükmettiği devlette, teknolojiyi sonuna kadar ilerletmeye çalışmıştır.
1763 yılında buharla çalışan çarklı makinaların icadıyla “Sanayi
Devrimi” İngiltere’de başlamıştır. Sanayi devrimi, günümüz
teknolojisinin miladıdır. Buharlı makineler, trenler, film sektörü vs.
gelişmeler sanayi devriminin etkisiyle gerçekleşmiştir. Ayrıca dünyanın
yeni ekonomik sistemi olan kapitalizmin temelleri atılmıştır.
İngiliz Devletindeki Illuminati Simgeleri
Deccal nasıl ki Mısır devletinde simgelerini, ritüellerini ortaya
koyduysa, daha sonra hükmedeceği devletlerde de o adeti sürdürdü. Bu
konuda ilk değineceğim nokta İngiliz Kraliyet Arması. Aşağıdaki ayetler
İncil’deki Vahiy 13 suresinden alınmıştır. Hz.İsa gördüğü şeytanı tasvir
ediyor (bu arada yanlış anlaşılmaya mahal vermeyelim.şeytan insan dahil
pek çok şekle girebilir, aşağıdaki o şekillerden sadece biri)
“Sonra on boynuzlu, yedi başlı bir canavarın denizden çıktığını
gördüm. Boynuzlarının üzerinde on taç vardı, başlarının üzerinde küfür
niteliğinde adlar yazılıydı.”
“Gördüğüm canavar parsa benziyordu. Ayakları ayı ayağı, ağzı
aslan ağzı gibiydi. Ejderha canavara kendi gücü ve tahtıyla birlikte
büyük yetki verdi”
“İnsanlar canavara yetki veren ejderhaya taptılar. “Canavar
gibisi var mı? Onunla kim savaşabilir?” diyerek canavara da taptılar.”
“Kutsallarla savaşıp onları yenmesine izin verildi. Canavar her oymak, her halk, her dil, her ulus üzerinde yetkili kılındı.”
“Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666′dır.”
Şimdi İngiliz Kraliyet Arması’na bir göz atalım (Arma oynama olmaksızın birebir Wikipedia’dan alındı.)
Bu da İngiliz istihbarat teşkilatı olan MI5′ın logosu. Üçgen şekli, üstte tek göz, ve taç dikkatimizi çeken noktalar.
Mısır uygarlığı kısmında bahsettiğim başka bir simge daha
vardı. Firavunun iki yana sarkan başlığı. Bunun şeytanın iki boynuzunu
temsil ettiğini söylemiştim. Aynı simge burada da var. Hani şu ingiliz
hakimlerinin ve soyluların taktığı beyaz peruk.
Aztek Uygarlığı
Deccal, Brityanya Krallığı ile Avrupa ve Afrika’ya hükmederken;
daha güçlü bir devletin çalışmalarını yapıyordu. Bu çalışmalar için
gelişmiş insanların pek gelmediği Amerika Kıtası’nı kullanmaktaydı. 14.
ve 16. yüzyıllar arasında yaşamış olan Aztek Uygarlığı ile mısırdakine
benzer bir altyapı hazırlamıştı. Din anlayışı olarak mısırdaki gibi
satanist-pagan bir anlayış hakimdi. “Tanrılar kurban istiyor” kalıbını
eminim ki çoğunuz duymuşsunuzdur. Buradaki tanrılardan kasıt şeytandır.
Çeşitli amaçlar için insanları şeytan için kurban etmişlerdi. Ayrıca
mimari olarak tıpkı mısırdaki gibi piramitler ve totemler görüyoruz.
Deccal’in Aztek uygarlığını kurmasının amacı dünyaya hükmetmek değil,
Amerika kıtasında kurmak istediği büyük devlet için altyapı
hazırlamaktı.
Eski uygarlıklardaki ayin ve ritüel benzerlikleri için daha önceki yazılarımızdan "İlluminati ve Paganizm" e beklerim..>>
http://eyalling.blogspot.com.tr/2013/10/illuminati-ve-paganizm.html
Amerika Birleşik Devletleri
Sonunda geldik yazının en önemli kısmına. Deccalin bu güne kadar
kurduğu en güçlü devlet. Ve maalesef bu devlet sayesinde ihtiyacı olan
büyük ekonomik güce ve iletişim kaynaklarına kavuşmuş durumda. Bu
kısımda ABD ile ilgili temel bilgileri,
illuminati işaretlerini verip
çok önemli bir kısma gireceğim. Deccalin en önemli gücü, bütün dünyayı
hipnoz ettiği silahlara: Hollywood, medya ve müzik endüstrisi!
*ABD 4 Temmuz 1776 yılında kurulmuştur (Dikkat ediniz Illuminati’nin kuruluşuyla aynı tarih)
*Deccal amerikanın politikasını da ingilterede olduğu gibi emperyalizm ve kapitalizm üzerine kurmuştur.
*Kapitalist sistem deccal için en ideal ekonomik sistemdir. Çünkü bu
sistemde insanlar, sabahtan akşama kadar büyük şirketler tarafından köle
gibi çalıştırılıp, az maaş almalarına rağmen; kendilerini özgür
hissederler. Yıllarca bu şekilde çalışan insanların hayatlarında başka
amaç ve hedefleri kalmaz. En büyük hobileri akşam eve geldikten sonra
televizyon karşısında uyumaktır. Bu şekilde yüzbinlerce insan dev
şirketler tarafından sömürülmekte ve hipnoz edilmektedir. Ama çok ilginç
ki bu insanlar hallerinden memnun. Şu söz bu durumu çok iyi özetliyor
“insanları kontrol altına almanın iki şekli vardır. ilk şeklinde dikenli tellerin seni çevrelediğinigörürsün.bunu
değiştirmeye, kaçmaya çalışırsın.ama diğer şeklinde onları göremezsin
özgür olduğunu zannedersin.o yüzden bu durumu değiştirmek için en ufak
bir çaba sarfetmezsin”
*Bu ekonomik düzenin en büyük rakibi komünizmdi. Rusya’da başlayan
akım, Avrupa’yı da etkisi altına almaktaydı. Genelde islam düşünürleri
komünizmi çok kötü birşeymiş gibi anlatırlar. Ben buna katılmıyorum. Çok
mükemmel bir sistem olmasa da deccalin sistemi olan kapitalizme karşı
büyük bir güçtü. Nitekim Rusya ile Amerika arasında uzun yıllar soğuk
savaş oldu. Deccal bu savaşı televizyon, medya, müzik ve fast food
zincirleri ile kazandı.
Amerika’da ki Illuminati Simgeleri
Deccal bütün devletlerinde yaptığı gibi amerikada da kendi simgelerini sıkça kullanmakta.
1 Dolar
Deccal, ilk defa kendi simgesini bu kadar cesur ve net olarak bir
dolar üzerinde kullanmıştır. Bir doların arka yüzünde piramit ve tek göz
bulunmaktadır. Piramidin üstünde yazan Annuit Coeptis “Tanrının
destekleriyle” ya da “Tanrı başlangıcı destekler” anlamlarına
gelmektedir. Buradaki tanrıdan kasıt tabiki iblistir. Amerika devletinin
deccal tarafından kurulduğu buradan çok net anlaşılıyor. Paradaki
ikinci slogan ise Novus Ordo Seclorum da “Yeni Dünya Düzeni” anlamına
gelmektedir. Bunu da az çok anlamışsınızdır, deccalin yönettiği yeni bir
dünya ifade edilmiş.
Ancak şu nokta çok ilginç. Piramit tam değil yarım bırakılmış. Bunun
altındaki anlam şu. Piramit deccalin tarih boyunca dünyayı yönetme
projesini temsil ediyor. Projede epey yol katedilmiş. Ancak son basamak
eksik. Amerika dünyayı tamamen ele geçirince iblis, yani deccal, dünyaya
maddi olarak inip yönetimi eline alacak, yani son basamak tamamlanacak.
1. Dolar ve sırları adlı videoyu izlemenizi tavsiye ederim..>>>
http://www.youtube.com/watch?v=I4yNqRTzknE
Skull and Bones Tarikati
Skull&Bones (kafatası ve kemikler) tarikati 1832 yılında Yale
Üniversitesi kampüsünde kurulmuştur. Bu tarikatın temel amacı Amerika
Birleşik Devletlerine başkanlık edecek insanlar yetiştirmekti. Amerika
başkanlarının çoğu bu tarikatın üyesidir (resimler aşağıda) . Bu
örgütten yetişen amerikan başkanları deccalin politikasını sürdürmekle
yükümlüydü. Skull and Bones’a üye olabilmenin
doğal şartları erkek olmak, beyaz olmak ve protestan bir aileden gelmekti.
Eski başkan John F. Kennedy’nin öldürülmesi de aslında bununla
ilgiliydi. Kennedy Skull&Bones üyesi olmayan, katolik, ilk ABD
başkanıdır. Kennedy, zencilerin Güney eyaletlerindeki üniversitelere
girmelerini kolaylaştırdı. 28 Ağustos 1963′te, yaklaşık çeyrek milyon
kişinin katılımıyla düzenlenen ve hak eşitliği yasasının çıkarılması
istenilen Washington D.C.’deki İş ve Özgürlük Yürüyüşü’nden hemen sonra
Kongre’ye okullarda, otellerde ve lokantalarda ırk ayrımcılığını ortadan
kaldıran bir yasa önerdi. Yani kısacası insancıl bir başkandı. Tabi ki
böyle biri deccalin işine gelmedi ve 22 Kasım 1963′de Kennedy kimliği
belirsiz kişilerce düzenlenen bir suikast ile hayatına veda etti.
Daha detaylı bilgiler..>>
http://eyalling.blogspot.com.tr/2014/01/kurukafa-ve-kemikler-cemiyeti.html
2. resimde George Bush’u ve John Kerry’yi tanıdınız mı?
Deccal Amerika’sı Bütün Dünyayı Nasıl Kontrol Altında Tutuyor
Deccal dünyayı iki şekilde kontrol altında tutmakta. Birincisi
geliştirdiği silahlarla fiziksel olarak (depremler,iklim değişiklikleri
vs.) İkincisi hollywood ve müzik sektörüyle manevi olarak. En kötü yanı
da insanların çoğu kontrol edildiklerinden habersiz.
Illuminati Kartları ve HAARP Silahı
Bu konu aslında başlı başına bir yazı konusu. Konuyu dağıtmamak için özet geçip izlemeniz için 2 tane video linki vereceğim.
Nikola Tesla ismini aşağı yukarı herkes bilir. Tesla’nın yaptığı
icatlara bakarsak, gelmiş geçmiş en zeki bilimadamıdır diyebiliriz.
Ancak bilimadamı görünümlü kapitalist Edison yüzünden önü kapatılmıştır.
Herneyse. Tesla iyonosfer üstünde çalışmalar yapan bir bilimadamıydı.
Kablosuz elektrik aktarımı ve dünya çapında telsiz başardığı projeler
arasında. Ama bundan daha önemli bir şey daha var. Tesla iyonosferden
dalgalar göndererek bir deprem silahı icat etmişti. Bu silahı ilk olarak
Manhattan üzerinde deneyen Tesla 4.2 şiddetinde bir depreme yol
açmıştı. Daha sonra Tesla’nın ölümüyle bu silahın ne olduğu bilinmiyor.
Şimdi düşünün. Tesla 1930′lu yıllarda böyle bir silah keşfetmiş.
Ölümünden sonra da bu proje Amerikan hükümeti tarafından insanlıktan
gizli bir şekilde geliştirilmiştir. Sizce 1930′lu yıllarda 4.2
şiddetinde deprem yaratabilen bir silah, 2011 yılında nasıl işler
başarır?
Amerika 1993 yılında, sözde iyonosferin davranışlarını incelemek
için; özde deprem ve iklim değikliğine yol eçen silahı geliştirmek için
HAARP (High Frequency Active Auroral Research Program) projesini
başlattı. Günümüzde Amerika bu silahı deprem ve iklim değişiklikleri
yaratmak için kullanmaktadır. Bu konuyu daha iyi anlamak için şu videoyu
izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum:
H.A.A.R.P. kıyamet silahı ve türkiye depremleri
http://www.youtube.com/watch?v=JbmN2R3AQ-g
H.A.A.R.P. ve Nikola Tesla ile ilgili çok detaylı bir yazı buyrun..>>> http://eyalling.blogspot.com.tr/2013/11/nikola-tesla-ve-haarp-teknolojisi.html
Dev Şirketler
Amerika’nın dünya ekonomisini nasıl elinde tuttuğunu herkes az çok
biliyor. Tabiki dev şirketler ve markalar ile. Bu şirketler hem deccale
büyük bir ekonomik güç sağlamakta, hem de girdiği ülkenin kültürünü
bitirmekte. Bugün Coca Cola’nın, McDonalds’sın, Starbucks’ın ve
Marlbora’nın girmediği ülke kalmadı neredeyse. Bu zincirlerin yol açtığı
yıkımı ülkemize bakarak da anlayabiliriz. Bugün, starbucks kültürü türk
kahvesini alt etmek üzere. McDonalds, KFC gibi zincirler zaten Türk
mutfağını çoktan yıktı. Az gelişmiş ülkelerde neredeyse herkes sigara
içmekte…
Illuminati simgeleri çok önemli olmasa da büyük şirketlerin içinde
yer almakta (çok önemli değil dedim çünkü, bu şirketlerin yol açtığı
kültürel ve ekonomik zararları göz önünde bulundurursak simgelerin
hiçbir önemi yok)
Bu resimlerde Coca Cola’da ve Philip Morris’teki göndermeyi görememiş
olabilirsiniz. Coca Cola reklamındaki adam bir gözünü şişeyle kapatarak
‘tek göz’ göndermesi yapmaktadır. Dünyanın en büyük sigara üreticisi
Phlip Morris’in logosu da yukarda açıkladığım Hz.İsa’nın tarif ettiği
şeytana gönderme.
Medya ve Televizyon Dizileri
Illumunatinin diğer büyük silahı da medya ve televizyon. Medya ile
bütün dünyayı inandırmak istediği haberlere inandırmakta, televizyon
dizileri ile de gençler,e hedeflediği hayat tarzına alıştırmaktadır.
“temel amaç televizyon ve diğer araçlarla dayatılan fikirleri kendi fikrinizmiş gibi sahiplenmemiz”
Medya, geniş kitleleri yanlış giden olaylara karşı uyuşturmak için en
etkili silahtır. En etkili silahtır çünkü dünyanın en fakiri de en
zengini de televizyon izler. Cnn kanalında güzel bir kadın spiker çıkar,
İslami teröristler 10 sivili öldürdü der. Koskoca Cnn kanalının ve şu
melek gibi kadının yalan söyleyecek hali yok ya… inanırız hemen. Biz bu
şekilde güzel spikerlerle uyutulurken, illuminati dünyayı ele geçirmeye
devam eder.
Medyanın bize nasıl fikir aşıladığını bir örnekle daha iyi anlayalım.
Şimdi sizden şu soruyu cevaplamanızı istiyorum: Sizce uzaylılar var mı?
İnsanların çoğu bu konuda farklı şeyler düşünebilir. Ama şundan
eminim ki insanların %95′i inanmasa bile kesin yoktur diyemez. Neden mi.
Çünkü medya bizi yavaştan yavaştan “uzaylılar var” fikrini kafamıza
yazmaya çalışıyor. Her yıl mutlaka çıkar: Bilmemnerde ufo görüldü işte
video. Sonra bir de meşhur rossweld kazası var. Yine yukarıda olduğu
gibi düşünürüz. Koskoca CNN yalan söyleyecek hali yok. Ama söylüyorlar…
Bir diğer silah da televizyon dizileri. Gossip Girl, How I Met Your
Mother vs. liste uzayıp gider. Ama hedef hep aynı: Gençler! Amerikan
yaşam tarzı sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada gençliğin içine virüs
gibi yerleşmiş durumda.
Hollywood
Amerikanın başka bir başka silahı da sinemadır. Hollywood’da her yıl
üretilen onlarca film ile insanları kendi tasarladıkları hayal aleminde
yaşartırken, yine kendi belirledikleri fikirleri de empoze etmektedir.
Hollywood kelimesinin ne anlama geldiğine bir bakalım. Hollywood
kutsal tahta demektir. Aztekli pagan rahiplerinin kullandığı bi araçtır.
İnanışa göre rahipler bu araçla karşısındakini transa sokup hipnoz
edebilir. Hollywood’un da yaptığı tam olarak bu. Büyük kitleleri
karanlık bir ortamda, beyaz perde karşısında hipnoz etmektedir. Şunu hiç
düşündünüz mü. Neden popüler kitapların filmleri çekiliyor? Buna çoğu
kişi “para için olsa gerek” diye cevap verecektir. Elbet de para
kazanmak da bu işin bir amacı, ancak temel amaç bu değil. Temel amaç
insanları kitap okumaktan uzak tutmak. Çünkü kitap, insana hayal gücünü
kullandırtır. Olayları, kişileri kendi kafasında canlandırdığı şekilde
yaşar. Yani kısaca, kitap okuyan insan düşünür! Ama deccalin istediği
düşünen insan değil, izleyen insandır. O yüzden bugün sinema sektörüne
ayrılan para, kitap sektörüyle kıyaslanamaz durumda.
Hollywood’un bize nasıl fikir aşıladığını bir örnekle anlamaya
çalışalım. Soru yine uzaylılarla ilgili. Yukarıda uzaylılar var mı diye
sormuştum. Şimdi başka bir soru:
*Uzaylılar varsa sizce neye benziyorlar
*Eğer bir gün uzaylılar dünyaya saldırırsa sizce insanlığı kim koruyacak?
Bu sorulara eminim ki insanların %95′i aynı cevapları verecek.
Uzaylılar yeşil, kısa boylu, aliminyum kıyafetli canlılardır. Eğer bir
gün dünyaya uzaylılar saldırırsa Amerika bizi müthiş silahlarıyla
koruyacaktır.
Peki bu fikirler beynimize nereden yerleşti? Hayatımızda hiç uzaylı
gördük mü, ya da hiç gerçek bir uzaylı görüntülendi mi? Cevap hayır.
Peki Amerika’ya bizi koruyacağı konusunda neden güveniyoruz. Amerika
bütün dünyaya barış ve koruyuculuk mu sağlıyor. Hayır aksine birçok
katliama yol açtı. Ee bu fikirler nerden geldi de beynimize oturdu o
zaman? Cevabı size bırakıyorum.
Çizgifilmlerde de durum değişmiyor. Çocukların bilinçaltına gizlice
ektiği fikir tohumları yıllar sonra bile, o insanı yönetmeye yetmekte.
Aileler çocukların izlediği çizgifilmlere çok dikkat etmeli. Örneğin,
dünyanın en büyük çocuk kanalı olan Nickolodeon’ın açılışında
Illuminati’yi görüyoruz.
Mesela ben bir yetişkin olarak bile şu çizgifilmi izleyince ürperdim,
ruhum karardı. Bir çocuk izleyince neler hisseder bir düşünün
Hollywood Filmlerinde Illuminati Simgeleri
Hollywood filmlerinde illuminati simgeleri çok yaygın kullanılmaktadır.
Hollywood’un çoğu illuminati’ye teslim olmuş durumda. Ancak az da
olsa anti-illuminati projeler de var. Aslında anti-illuminati tanımı
biraz yanlış. İyilik-kötülük mehdi-deccal savaşını konu alan filmler
diyelim.
The Matrix: Filmde mehdi(neo), mesih(morpheus) ile
deccal’in(agent smith) savaşı bilim-kurgu yoluyla anlatılmış. Birinci
filmde Morpheus kurtarıcı olarak seçtiği Neo’ya bir seçenek sunuyor.
Sahte dünyanda yaşamaya devam mı edeceksin, yoksa benimle gerçek dünyaya
mı geleceksin? Gerçek dünyadan kastı iyiyle-kötünün arasındaki
mücadele. Film iyilerin kazanmasıyla son buluyor.
Yüzüklerin Efendisi: Burada mehdi-deccal öğelerini
daha net görüyoruz. mesih(gandalf), mehdi(frodo) ile deccal(saruman) ‘ın
savaşı fantazi biçimiyle anlatılmış. Burada dikkatimizi çeken bir başka
nokta da sauron’un gözü. Deccalin herşeyi gören tek gözünü temsil
etmekte. Filmin sonunda frodo kötülüğü simgeleyen yüzüğü yok ediyor.
Star Wars: Bu filmde de iyiyle-kötü arasındaki savaş
çok net anlatılmakta. Darth sidius deccali temsil etmekte. 3. filme
kadar kim olduğu bilinmiyor. Gizleniyor. 3. filmde seçilmiş kişi olan
Anakin Skywalker’ı kendi tarafına çektikten sonra kendini açıklıyor.
Filmin sonunda Darth Vader(Anakin Skywalker) ne kadar kötülüğe hizmet
etse de oğlu sayesinde kötü lordu öldürüp galaksiye barışı getiriyor.
Harry Potter: Seçilmiş kişi (mehdi) Harry Potter’ın deccali temsil eden Voldermort ile olan savaşını anlatmakta.
Lost: Dünyanın en popüler televizyon dizilerinden
olan lost’un son sezonu, yine yukarıda anlattığım filmlerdeki gibi
iyilik-kötülük savaşı üzerine kuruluydu. Aslında dizi son sezona kadar
epey materyalist bir çizgide ilerliyordu. Fakat son sezon ne olduysa işi
dine çevirdiler. Bunda da mesih(jacop), mehdi(jack) ile deccal(black
smoke)’in savaşını anlatıyor. Dizinin sonunda Jack black smoke’u
öldürerek dünyaya kötülüğün yayılmasını engelliyor.
Müzik Endüstrisi
Gelecekte Ne Olacak?
Deccal her ne kadar dünyanın önemli bir kısmını ele geçirmiş olsa da,
henüz dünyanın tek lideri olamadı. Kendisini açığa çıkarmak için önünde
hiçbir güç kalmamasını bekliyor. Peki bu liderliğe nasıl ulaşacak. Bu
konuda iki teorim var.
Sahte Uzaylı İstilası
Yukarıda, medyanın ve hollywood’un bizi sürekli uzaylı konusunda etki
altına almaya çalışmasından bahsettim. Peki bunu neden yapıyorlar.
İleride bir uzaylı istilası olunca çabuk adapte olalım, varımızla
yoğumuzla Amerika’ya bizi kurtarması için yalvaralım diye.
Ama ilginç nokta şu. Ortada uzaylı falan olmayacak. Benim seneryom şu:
Bugün biliyoruzki Hitler 2. dünya savaşında ufo benzeri hava araçları
yapmayı başarmıştı. O zamanın teknolojisiyle bu olay
gerçekleştiriliyorsa bugün tam anlamıyla dairesel hava araçları
yapılabilir. İleri bir tarihte NASA açıklama yapacak. Dünya dışında
hayat olabilir diye. Daha sonra dünya dışında hayat olduğu resmileşecek.
Ondan sonraki adım da uzaylılarla aramızda çıkan bir savaş. Amerika
kendi yaptığı ufoları dünyaya saldırtacak. Sonra tıpkı o hollywood
filmlerindeki gibi dünyanın liderliğini üstlenip bizi sözde kurtaracak.
Böylece dünyanın tek lideri konumuna gelecek.
Peki bu olay ne zaman olur diyorsanız. Ne zaman olacağını bilmiyorum
ama 2012 bu olayın başlangıcı olabilir. 2012 olayı Mayaların takvimine
göre kıyameti simgeliyor. Mayalar da satanist-pagan bir toplum. Ayrıca
medya ve hollywood sürekli kafamıza 2012′yi sokmak istiyor. Ne olacak
bilmiyorum ama 2012 için bir planları var.
Ayrıca bir başka dayanağım da, yukarıda bahsettiğim Illuminati
kartları. Bir kartta uzaylı istilası gösteriliyor. Yani demekki böyle
bir planları var.
Zombi Ordusu
Açıkçası bu teorimin gerçekleşeceğine pek inanmıyorum, yani inanmak
istemiyorum. O yüzden fazla uzatmayacağım. Bir bilim dergisinde
okuduğuma göre yeni ölmüş bedenlere adrenalin ve başka bazı hormanlar
enjekte edilerek tepki vermesi sağlanabiliyormuş. Yani gerçek olarak
yaşamasa bile kaslarını çalıştırabiliyorlarmış. Günümüzde modern tıbbın
ne kadar ilerlediğini göz önünde bulundurursak, böyle birşey asla olamaz
diyemeyiz.
Illuminati kartlarında bununla ilgili bir gönderme de var.
Deccal’in Ölümü ve Altın Çağ
“İsa, deccali öldürdükten sonra iki kişi arasında düşmanlık kalmaz” – Hz.Muhammed
Bütün semavi dinlerin anlattığı deccal seneryoları aynıdır. Tabiki
ölüm kısmı da. Buna göre; deccalin dünyaya hükmettiği zamanlarda
Mesih(Hz.İsa) dünyaya inecektir. Mehdi’nin de yardımıyla deccale karşı
bir anti yapılanma, iyilik harekatı başlatıcaklardır. En sonunda Hz.İsa
deccali yani iblisi bizzat öldürüp bütün dünyaya barışı getirecektir.
(ki bu olay kıyametin son alameti) Hadislerde denildiğine göre deccal
öldükten sonra dünyada suç, açlık, savaş gibi kötü olaylar yok
olacaktır. Çünkü bu olayların sebebi olan, insanları azdıran, sömüren
iblis ve takımı tamamen yok olacaktır. Dünya bir süre altın çağı
yaşadıktan sonra kıyamet kopacaktır.
Son
Bu yazıda size kendi fikirlerimi, çeşitli kaynaklar sunarak anlatmaya
çalıştım. Sizi ne derece etkiledi bilmiyorum. Ama eminim ki, bundan
sonra izlediğiniz filmlere, okuduğunuz haberlere, dinlediğiniz müziklere
daha sorgulayıcı yaklaşacaksınız. Bu bile önemli bir kazanımdır.
Yazıyı okudum, ben de iyilerin yanında yer almak istiyorum, ne
yapmalıyım diyorsanız. Cevabını ben de bilmiyorum. Mehdi bildiğim
kadarıyla henüz dünyaya gelmedi (geldiyse de haberim yok). O yüzden şuan
yapabileceğimiz tek şey, bu konuda daha çok insanı bilgilendirmek. Ama
şuna lütfen dikkat edin. Sözde islamın liderliğini üstlenip (o ne
demekse) deccalin devleti amerikadan beslenen insanlara temkinli
yaklaşın.
Yazıyı Allah’ın iblise söylediği bir sözle bitirmek istiyorum
65- “Şüphesiz, (gerçek) kullarım üzerinde senin hiç bir hâkimiyetin olmayacaktır. Vekil olarak Rabbin yeter!”
Allah hepimizi o gerçek kullardan eylesin.
Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın..
Youtube Kanalım >>> Eyüp Ertaş