26 Ocak 2014 Pazar

Demet Akalın İlluminati Sembolizmi (Türkan Klip İncelemesi)

  
  Mankenlikten şarkıcılığa geçiş yapan ve hayran kitlesi ile adını müzik piyasasına kazıyan Demet Akalın'ın son zamanlardaki şarkılarına çekmiş olduğu kliplerde sizde çıplak gözle bazı ayrıntıları yakalamışsınızdır. Her ne kadar bu sanatçıların hayranları sevdikleri isimlere toz kondurmak istemeseler de ortada çok ciddi bir gerçek var. İlluminati artık Türkiye'de de film, dizi ve müzik sektörlerine el atmış durumdadır. Bize de bu tür sembolik detayları paylaşma fırsatı doğuyor tabi ki...

  Şimdi gelelim esas meseleye... Malumunuz son 1-2 yıl içinde Türk şarkıcılarının kliplerinde çok belirgin hale gelen bir İlluminatik Sembol akımı almış başını gidiyor. Buna üst üste şahit olduğum biri var ki, oda Demet Akalın. İlk olarak Türkan adlı (Türkiye Müzik Ödülleri'nde en iyi şarkı seçildi) kliple başlayalım:


  İki parça kare ile paylaşım yapacak olsam bile çok şeyi anlatan iki kare olacağının garantisini veririm. İlk sahnemiz klipte 0:28'da ortaya çıkıyor. Ben her ne kadar ciddiye alınacak kadar önemli bir detay olarak görmesem de, yapılan her tek göz işaretinin hakkını verme taraftarıyım. Bu yüzden paylaşalım istedim.



  İşte geldik en önemli sahneye... Üstteki resim klibin 0:40 saniyesinde karşımıza çıkıyor. Burada görebileceğiniz gibi sadece tek göz vurgulanmıyor. Bir önceki paylaşımım da 666 sayısı ile ilgili detaylara inmiştim. Demet Akalın'ın bu hareketi yapmasının amacını o yazımızda anlayabilirsiniz diyerek Türkan klip incelemesini kısa ve öz olarak noktalıyorum.


 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın..

Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

25 Ocak 2014 Cumartesi

Celal İle Ceren Masonik Sembol



  Günümüz Türkiye'sinde artık televizyonu açtığınız her anda karşınıza masonik ögeler çıkması bir sürpriz değil! Bilinçaltı çalışmaların tavan yaptığı ve kimlerin bu sisteme hizmet ettiğini anlamak artık çok daha basit bir hale geldi. Çünkü bu oluşuma destek verenlerin yaptığı her klip, sinema, dizi ve program çalışmalarında masonik semboller bazen kuytu köşelerde, bazen de açıkça kendini belli ediyor.
Üstelik bu sembolleri fark etmek için konunun kompetanı olmanıza da ihtiyaç yok. Masonluk ve İlluminati hakkında yeteri kadar bilgi ve sembolleri fark etmeniz için dikkatlice ekranı incelemeniz size zaten gerçekleri açık bir şekilde gözler önüne serecektir.
  Ancak burada benim önemle belirtmem gereken bir nokta var. Blog içerisinde paylaşmış olduğum ünlü simaları hiç bir şekilde itham etmek istemem. Çünkü dizi, film ve klip mecralarında bazen bu işin içinde olan oyuncu/şarkıcıların haberi bile olmayabiliyor. Bu sebeple bizim amacımız daha çok İlluminati'nin hangi sektörlerde yoğun şekilde faaliyet gösterdiğini, görsel kanıtlarıyla birlikte sizlere açıklamaktır.
  Konumuza dönecek olursak; geçenlerde fark ettiğim bir detaydan yola çıkarak, uzun bir aradan sonra paylaşım yapma bahanesi buldum. Şahan Gökbakar'ın "Celal ile Ceren" filmini izlememiş olmama rağmen, şans eseri Youtube'da kamera arkası görüntülerini izlerken fark ettiğim bir detay vardı. Lafı uzatmadan hemen görselimize geçelim:


  Filmin ortalama 56. dakikasından sonra görebileceğiniz bu sahne de karşımıza Masonik bir sembol çıkıyor. Yuvarlak içerisinde belirtmiş olduğum arkadaşın penyesinde yer alan gönye ve pergel işareti Masonluğun baş sembolüdür.


  Gözümüze sokarcasına vurgulanan bu sembolün neyi temsil ettiğini bilmediğinizde tabi ki sizin için hiçbir şey ifade etmeyecektir. Bu sebeple her şeyden önce yapmanız gereken okumak ve araştırmaktır. Kimilerine göre bir ilgi alanı veya merak konusu olan İlluminati ve Masonluğun aslında hayatımızı şekillendirmek için hazırladıkları yapay dünyanın bir farkına varsanız, bunun bir ilgi alanı değil; tam aksine aklı başındaki her bireyin bilmesi gereken bir bilgi olduğunu anlardınız.
 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın.. Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

22 Ocak 2014 Çarşamba

Kurukafa ve Kemikler Cemiyeti

  



 Kurukafa ve Kemikler Cemiyeti (Skulls And Bones Society, SBS) 1832 yılında Amerika'da bulunan Yale Üniversitesinde kurulmuştur.

 Bu cemiyet Yale Üniversitesi'nde sınıf arkadaşı olan William Huntington Russell ve Alphonso Taft tarafından kurulmuştur. Kendileri dışında 13 Yale öğrencisi ile toplamda 15 kişilik bir üye topluluğu ile bu cemiyeti hayata geçirmişlerdir.

 SBS'e gizliliğe oldukça fazla önem veren bir cemiyet olduğu için üye seçimi ve sayısını katı kurallarla gerçekleştirmektedir. Buna göre; her yıl 15 üyenin katılabildiği bu cemiyete seçilebilmek için Yale Üniversitesi'nde son sınıf öğrencisi olmak yeterli değildir. Cemiyetin en büyük şartı; seçilecek kişinin WASP (Beyaz; Anglo Sakson ve Protestan) olmasıdır. Hatta bunun için kişinin 6-7 kuşak öncesi dahi incelenmektedir.

Kurukafa ve Kemikler Cemiyeti'nin Merkezi (Eski Yale Kampüsü)


Eski Yale Kampüsü
 
  Resimde de gördüğünüz üzere, SBS üyeleri 1856 yılından beri her Perşembe ve Pazar günleri burada toplanırlar. Mezar adını verdikleri bu yer Kurukafa ve Kemikler Cemiyeti'nin merkezidir. İnsanoğlunun fani olduğunu hatırlatmak amacıyla çeşitli ritüeller gerçekleştirmek için kullanılmaktadır.

  Bu yapının duvarlarında Almanca olarak "Wer War Der Thor, Wer Weiser, Wer Bettler Oder, Kaiser?” ve “Ob Arm, Ob Beich, im Tode gleich" ("Kim Thor (Şimşek Tanrısı), Kim Bilge, Kim Dilenci ya da Kim İmparator idi?" "İster Fakir İster Zengin, Ölümde Hepsi Aynı İdi") yazıları çeşitli kısımlarda geçmektedir.

Saatin solunda duran kişi George Herbert Walker Bush (George W. Bush'un babası)

  Cemiyet üyelerinin her birine ait özel bir kod ismi bulunmaktadır. Kendilerini Şovalye ünvanı ile ödüllendiren bu üyeler, dünya üzerindeki diğer insanların barbar olduğunu gösterirler. Ayrıca bir diğer önemli detay ise; Mezar adı verilen bu binanın içerisinde bulunan tüm saatler kasıtlı olarak 5 dakika ileri olarak ayarlıdır. Bunun amacı da, gerçek dünyadan daha farklı bir dünya da olduklarını göstermektir.

  Kurukafa ve Kemikler Cemiyeti'nin aslında Alman İlluminatisi'ne bağlı olan bir örgüt gibi görülmektedir. Bu hem doğru hemde tamamıyla yanlış bir düşüncedir. Çünkü İlluminati örgütü hem yaş hemde mesleki açıdan oldukça yüksek olan bir oluşumdur. SBS ise bunun tam aksine, üyelerinin öğrencilerden meydana geldiği bir örgüttür. Ancak İlluminati ve Masonluk'tan etkilenerek kurulduğu söylenebilir (Sistem ve uygulanan ritüellerden ötürü).

SBS'e son 150 yıl içerisinde üye olanların sayısı 2500'ü geçmiş bulunmaktadır. Bu üyelerin pek çoğu kritik konumlarda görevlendirilmiştir. Böylece dünyayı yönetebilen örgütler arasındaki yerini almıştır.

En Ünlü SBS Üyeleri


Senatör Prescott Bush (George H.W. Bush’un babası)
Başkan George H.W. Bush
Başkan George W. Bush
Başkan William H. Taft
Senatör John Kerry
Senatör David Boren
Senatör John Heinz
Yazar Archibald McLeish
Akademisyen Robert McCallum
Süper zengin William Draper
William F. Buckley
SEC Yönetim Kurulu Başkanı William Donaldson
TIME yayıncısı Henry Luce
W. Averell Harriman


 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın..

Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş

18 Ocak 2014 Cumartesi

PROMETHEUS Filminin Analizi



Sir Ridley Scott'un, bilim-kurgu türündeki son filmi Prometheus, Türkiye'de çok az tartışıldı. Oysa filmin alt-mesajları uzun uzun konuşulmayı hak ediyor. 

(Baştan uyaralım, bu yazı, film ile ilgili önemli detayları tartışıyor, dolayısıyla eğer filmi seyretmediyseniz, bu yazıyı bir kenarda tutun, seyrettikten sonra okuyun. Film keyfinizi bozmak istemeyiz.) 

 Scott'un bir bilim kurgu filminde din ile ilgili göndermelere sık sık başvurması, film eleştirmenlerinin gözünden kaçmadı. Bir grup bilim insanının, insanlığın geçmişine dair yaptığı araştırma sonucu, "bizi yapanlarla" görüşmek için kendilerini dünyadan 39 ışık yılı uzakta bir ayda bulmaları ve buldukları şeyin, pek de umdukları gibi çıkmaması, ister istemez felsefi / dini soruları gündeme getirebilir. Film tıpkı Stanley Kubrick'in 2001: Uzay Macerası'nda olduğu gibi insanlığın "dünya dışı" bir geçmişi olduğunu varsayıyor ve bunun üzerinden "yaratıcı" figürüyle önemli bir hesaplaşmaya giriyor. 

Ancak aşağıda okuyacağınız açıklama, söz konusu hesaplaşmanın, felsefi boyutu aşarak farklı bir boyuta geçmesine sebep oluyor 

 Movies.com: Din ve ruhaniyet konularını Prometheus'da kullanmışsınız ve neredeyse bir el bombası işlevi görmüşler. Duyduğumuza göre filmin senaryosunda bir ara şu yazılmış: Bizler onların temsilcilerinden biri olan Hz. İsa'yı çarmıha gerdik diye Mühendisler, dünyamızı yok etmeye karar vermişler. Yani Hz. İsa bir uzaylı olabilir. Bu gerçekten düşünüldü mü? 

 Riddley Scott: Evet, kesinlikle düşündük, sonra bunun kör gözüne parmak olabileceğine karar verdik. Ancak eğer senaryoya "bizim çocuklar aşağıda taşkınlık yapıyor" diye bakarsanız, ki etek üzerine giyilmiş zırhlarla koşturulan Roma İmparatorluğu'nda olduğu gibi kontrolden çıkmışız gibi gözüken zamanlar olduğu düşünülebilir. Uzun bir mühlet tanındıktan sonra, Roma'nın çöküşünden neredeyse 1000 sene önce şunu demiş olabilirler: "Hadi, bu kötü gidişatı durdursun diye bizim elçilerimizden bir tanesini daha oraya gönderelim" Tahmin edin sonra ne oldu? Onu çarmıha gerdiler. 

 Prometheus filminin yönetmeni Sir ünvanlı Riddley Scott'un vermiş olduğu bir mülakatta sarf ettiği sözler, artık klişe haline gelmiş olacak ki, ne yurt dışında, ne de yurt içinde hiçbir şekilde gündeme gelmedi. Oysa, Sadece Hristiyanlık için değil İslam için de büyük önem taşıyan Hz. İsa'nın uzaylı olabileceği iddiası, hele hele dünyaca ünlü Riddley Scott gibi bir yönetmen tarafından dile getirilmesi, hiç de atlanacak bir haber değil bizim gözümüzde. Buna benzer teoriler ara ara dile getiriliyor. Ancak hiç biri bu kadar yaygın ve popüler bir medya üzerinden dağıtıma girmemişti. (Sir Scott'un cümlesi biraz deşilirse, ona göre Hz. İsa'nın "dünyaya gönderilen elçilerden" sadece "biri" olduğu anlaşılıyor) Dolayısıyla röportajda soru soran kişinin, "el bombası" benzetmesi pek de abartı sayılmayabilir. 

 Daha önceki röportajlarında, senaryo için Erich Von Daniken'in yazdıklarından etkilendiğini saklamayan Scott için yukarıdaki cümle malumun ilanı olabilir. Ancak film içerisine yerleştirilmiş diğer semboller ile birlikte okunduğunda, yukarıdaki açıklama basit bir hipotezin sinema dili iç ettiğini bir an öncerisinde işlenmesinin ötesine geçerek adeta bir "uyarıya" dönüşüyor: Yaratıcının bizi neden terke bulmamız gerek, çünkü "onlar" geri dönüyor. Ve geri dönüş yolu da, öyle yukarıdan değil, "içimizden" olacak. 

 Scott'un bu uyarsını sadece sanatsal veya dini olarak değil, politik olarak okumak da mümkün. Genetiği değiştirilmiş organizmalarla beslenen ve fıtratı "dışarıdan müdahale ile değişen" nesillerin, nelere "gebe" olduğunu gayet kör gözüne parmak şeklinde anlatıyor, Scott. 


Filmle ilgili ufak ama çarpıcı detaylar ise şöyle: 

- Scott, yaratıcıyı temsilen Masonik kökenli "Mimar" kavramı yerine "Mühendis" kavramını kullanmış. İlginç 

- Prometheus'un indiği gezegen LV-223. Latince Levictus olan Eski Ahit kitabında Leviller'den 22. Bölüm 3. Paragraf: 

 "Gelecek kuşaklar boyunca soyunuzdan biri İsrail halkının bana sunduğu kutsal sunulara kirli olarak yaklaşırsa, onu huzurumdan atacağım. RAB benim." 
Gemide tek "gerçek inanan" olduğu söylenen Doktor Shaw'un canlı kurtulması, tesadüf olmasa gerek. 

- İçinde genetik değişime sebep olan o vazoları bulunduran Sfenks türü tapınağın duvarlarındaki freskler, Mühendislerin Xenomorph ile daha önce karşılaştığını gösteriyor. Özellikle "çarmıha girilmiş xenomorph" figürü yukarıdaki açıklama ile birlikte okunmalı. 


- Normalde çocuk doğurması mümkün olmayan Doktor Shaw'un, eşi Doktor Holloway'in hızlandırılmış genetik değişime maruz bırakılmasından sonra bir uzaylıya hamile kalabilmesi dikkat çekici. Hz. Meryem ile ilgili gönderme, çok açık. 

- Dr. Shaw'un son derece detaylı çekilmiş bir sahnede sezeryan yaptırması, günlerdir konuyu tartışan Türk seyircisi için özel bir anlam taşıyor olmalı. Dikkat edilirse, Dr. Shaw'a kürtaj asla bir seçenek olarak sunulmadı... 

- Ahtapot, Lovecraft'ın dünyanın sonuyla ilgili Cthulhu mitosunda sık sık kullandığı bir figürdür. Ki, Yönetmen Guillermo Del Toro, Cthulhu mitosu üzerine ekçmek istediği filmi, aynı konuyu Prometheus işliyor diye, ertelemek zorunda kaldı.

 Bana Destek olmak İçin Lütfen Youtube Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın.. Youtube Kanalım  >>> Eyüp Ertaş